KURUCU MECLİS (1961) VE MİLLİ MERKEZ (2013)
Mehmet Arif DEMİRER
1961 Anayasası’nı yazan Kurucu Meclis’in bir eksiği bir de ayıbı vardı.
Eksiği milletin yarısını oluşturan Demokrat Parti’den tek bir temsilcisinin bulunmayışı, ayıbı ise 4 Eylül 1961 günü Darbecilerin emriyle tatile çıkıvermiş olması. Böylelikle idam kararlarını Kurucu Meclis değil, sadece 23 darbecinin oluşturduğu Milli Birlik Komitesi oyladı ve üç kişinin idamının altına imza attı, Kurucu Meclis üyeleri tatil yaparken.
23 Nisan 2013 günü Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir toplantı yapıldı ve AKP İktidarına karşı Milli Merkez kuruldu. Milli Merkez’in, başkan dâhil 26 kişilik yürütme kurulu şu gruplardan oluşuyor:
2 eski DYP/DP’li: Kurul Başkanı Hüsamettin Cindoruk (DP eski Genel Başkanı) ve Ufuk Söylemez (DYP eski Genel Başkan Yardımcısı); 6 İşçi Partili (İP); 5 CHP’li (eski milletvekilleri); 5 Yekta Güngör Özden gibi ılımlı DP karşıtı kişiler ve siyasi görüşlerini bilmediğim ancak DP eğilimli olmadıklarını bildiğim 8 kişi. Toplam 2 artı DP karşıtı 24 kişi.
Böylelikle Yürütme Kurulu Başkanı ile DYP’de eski yardımcısı kendilerini diğer 24 kişi arasında biraz ‘sudan çıkmış balık’ gibi hissedecekler.
Özellikle İP’nin gazetesi AYDINLIK’ın, Milli Merkez toplantısının yapıldığı binaya adı verilen Nazım Hikmet’ten sık sık alıntı yaptığı ve bunca yıl sonra 27 Mayıs Darbesi’ni hala daha inatla DEVRİM olarak tanımladığı için.
Bir örnek vereyim. 29 Ekim 2011 tarihli AYDINLIK. . Gazetenin arka sayfasında kocaman bir Nazım Hikmet fotoğrafı ve 1954 yılında Budapeşte Radyosu’nda yaptığı konuşmanın tam metni. (İP’liler bugünlerde internette bu konuşmanın ses bandını dağıtıyorlar.)
Adnan Beye Sövüntü şiirini yazan Nazım Hikmet, 1954 yılında bakınız neler söylemiş:
“Bugünün (1954) meselesi: Kim Türkiye’yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir? Kim Türkiye’nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir. İşte bunlar mürtecidir.
“Bunlar Kemalizm’i inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.”
Herhalde Sayın Cindoruk, Bayar’ın, Milli Merkez’in gazetesi konumundaki AYDINLIK’ta, “Kemalizm’i inkâr etmiş bir vatan haini” olarak ilan edildiğine şaşırıp kalacaktır.
Aynı şekilde ekonomist Sayın Söylemez, 1954 yılında; Gediz Barajı’nı kredilendirmediği için Dünya Bankası’nı Türkiye’den kovan (16 Şubat), bir günde (23 Ocak) 20 çimento fabrikası ihalesini yapan, Samsun, Salıpazarı, Haydarpaşa ve Mersin limanlarının temelini atan (Mart ve Nisan) (NOT: Bu yatırımların tümü 27 Mayıs darbesinden önce tamamlanmış ve hizmete açılmıştır), 3.5 milyon tonda bulduğu yıllık buğday üretimini 8.5 milyon tona çıkaran Menderes’in Nazım Hikmet tarafından “Türkiye’yi Amerikalılara satmış, Türkiye’nin milli sanayisini mahvetmiş, Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş” kişi olarak suçlandığını AYDINLIK’ta okuduğunda, aynen benim gibi, çok rahatsız olacaktır.
Sn Cindoruk ve Sn Söylemez’den, Milli Merkez Yürütme Kurulundaki 24 arkadaşlarının, bugüne kadar alenen sürdürdükleri DP karşıtlığından, 27 Mayıs Darbe şakşakçılığından ve Nazım Hikmet promosyonundan vazgeçmelerini sağlayacaklarını umuyorum.
23 Nisan 2013 günü Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde binlerce kişi sık sık bir slogan atıyordu: “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.” Ben geçen yıl Başbakan’ı, partisinin gençlerine, Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesinden alıntı yaparak, şöyle seslendiği zaman eleştirmiştim:
“Dininin, kinin davacısı gençlik…” Bir yanda askerler öte yanda dininin ve kinin davacısı gençler…
Öcalan ile Ermeniler bu bölünmeyi, büyük bir mutluluk ve keyifle izliyorlar.
[[KURUCU MECLİS 1961 VE MİLLİ MERKEZ 2013/Gazeteci, Araştırmacı-Yazar MEHMET ARİF DEMİRER]]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder