2 Ağustos 2018 Perşembe

"Atatürk'ü Sevmek Milli Bir İbadettir, Türkiye Cumhuriyetinin 3. ve İlk Sivil Cumhurbaşkanı Celâl BAYAR" MEHMET ARİF DEMİRER "Celâl BAYAR Kronolojisi, Milli Mücadele Kahramanı Gazi Galip Hoca'nin Hayatı, Gelecek Nesillere Örnek Mücadelesi ve Eserleri"

âl 


CELAL BAYAR

Doğumu: 16.5.1883 – Umurbey Köyü (Bursa – Gemlik İlçesi)
Vefatı:     22.8.1986 – İstanbul (103 yıl, 3 ay, 6 gün)

23 Nisan 1920 öncesi görevleri:

Gemlik Mahkeme ve Reji İdaresi’nde katip
1905 - Bursa Ziraat Bankası’nda memur
1905 - Deutsche Orientbank’ta (Dresdner Bank) memur, 1907 Baş Memur
1908 - İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Bursa örgütünde Genel Sekreter
1909 - İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin İzmir örgütünde Genel Sekreter
1915 - İzmir Şimendifer Mektebinin kuruluşunu gerçekleştiriyor
1919 - Galip Hoca olarak Ödemiş-Aydın-Akhisar yöresinde Milli Mücadeleye katılıyor
1920 - Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Saruhan mebusu olarak katılıyor (12 Ocak 1920)
1920 - Vahidettin’in iradesiyle 37 yaşında idama mahkum oluyor (11 Nisan)

Kurtuluş Savaşı boyunca görevleri:

5 Mayıs 1920 - Ankara’ya gelmiş, TBMM’ne katılmış ve Mustafa Kemal ile tanışmıştır
10 Ağustos 1920 - İktisat Vekaletine vekalet etmiştir
27 Şubat 1921 - İktisat Vekaletine asil olarak seçilmiştir
14 Ocak 1922 - İktisat Vekaletinden istifa ederek ayrılmıştır
6 Şubat – 3 Nisan 1922 - Hariciye Vekaletine vekalet etmiştir
Lozan görüşmelerine danışman milletvekili sıfatıyla Heyet Üyesi olarak katılmıştır

Cumhuriyet Dönemi Görevleri:

6   Mart 1924 – Mübadele, İmar ve İskan Vekili (7 Temmuz 1924 tarihine kadar)
26 Ağustos 1924 – Türkiye İş Bankası kurucu Genel Müdürü
9   Eylül 1932 – İktisat Vekili
20 Eylül 1937 –   Başvekil Vekili
25 Ekim 1937 –  Başvekil (25 Ocak 1939 günü cumhurbaşkanının talebi üzerine istifa)

Celal Bayar’ın ATATÜRK döneminde Türkiye’ye kazandırdığı önemli kuruluşlar:

Türkiye İş Bankası ve Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.
SÜMERBANK
ETİBANK
M.T.A.
E.İ.E.
DENİZBANK
Halkbankası ve Halk Sandıkları
T.M.O.

Celal Bayar, ATATÜRK’ün vefatından sonra 7 Ocak 1946 tarihinde üç arkadaşı ile birlikte Demokrat Parti’yi kurmuş, 22 Mayıs 1950 tarihine kadar bu partinin Genel Başkanlığını yapmıştır ve 22 Mayıs 1950 – 27 Mayıs 1960 arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Üçüncü Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuştur. 27 Mayıs’tan sonra Yassıada’da yargılanmış ve  78 yaşında, yaşamında ikinci kez, idama mahkum edilmiştir. Mahkumiyeti ‘ömür boyu hapis’e çevrilmiş ve Bayar mahkumiyetini Kayseri cezaevinde geçirmiştir. 1964 yılında çıkarılan bir af ile özgürlüğüne kavuşan Bayar 103 yaşında vefat edene kadar ülkenin siyasi sorunları ile ilgilenmeye devam etmiş ve ‘Ben de Yazdım’ kitaplarını yazmıştır.

Celal Bayar’ın yaşamından ATATÜRK dönemi dışında ATATÜRK ile ilgili önemli kesitler:

6 Haziran 1950 – Durmak noktasında bulunan Anıtkabir inşaatını ziyaretle 30. Yıl’a yetiştirilmesi için Başbakan ve diğer ilgililere kesin talimat vermiş ve 10 Kasım 1953 günü ATATÜRK’ün vatan toprağına kavuşmasını sağlarken önemli bir konuşma yapmıştır:

“ATATÜRK,

“Sen bizdendin. Seni halife yapmak, padişah yapmak isteyenler oldu. İltifat etmedin. Milli irade yolunu seçtin. Hayat ve şahsiyetini milletinin hizmetine vakfettin.

“Türkün gıpta ettiği, övdüğü ve övündüğü vasıflara maliktin. Bütün bu meziyetlerinle Türkün ta kendisiydin.

“Şimdi seni kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz.

“Bil ki, hakiki yerin, daima inandığın ve bağlandığın Türk Milletinin minnet dolu sinesidir.

“Nur içinde yat”

1952 yılında Selanik ve Batı Trakya’ya yaptığı gezide ATATÜRK’ün doğduğu evin boş ve bakımsız bir durumda olduğunu görerek evin ATATÜRK’ün doğduğu tarihte olduğu gibi tefriş edilip bir müzeye dönüştürülmesi ve 10 Kasım 1953 tarihine yetiştirilmesi talimatını vermiştir.

Ev, 10 Kasım 1953’e kadar Bay ve Bayan Enver Ziya Karal tarafından müzeye dönüştürül-müştür.

1954 yılında A.B.D.’yi ziyaretinde Kongre’de yaptığı konuşma öncesi Kongre Kütüphane-si’ne ATATÜRK’ün üç ciltlik NUTKU’nu hediye etmiştir.

8 Nisan 1956 günü Adana’da BOSSA fabrikasının açılışlında fabrikanın kurucusu Hacı Ömer Sabancı’ya söyledikleri: (Sakıp Sabancı’dan alıntı)

“Hacı Ömer, ben sana ‘Basma fabrikası kur. Çukurova’nın kızlarını giydir. Çukurova’nın kızlarına çeyiz yap’ dedim. Beni dinledin. Bu fabrikayı kurdun. Teşekkür ederim. Allah sana uzun ömürler versin.

“Böyle hayırlı bir iş yaptığın için, Allah benim ömrümden alsın, sana versin.”

“Ben (Sakıp Sabancı) bu sözleri duyunca hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu ne anlamlı bir konuşma idi.

“Bir cumhurbaşkanı, sanayileşmeye, istihdam yaratmaya yürekten inancını nasıl iki cümle ile dile getiriyordu.”

Bayar’ın bu sözleri, ATATÜRK’ün 17 Eylül 1937 günü Dolmabahçe’de Afetinan’a söylediklerine çok yakındır:

“Memleketin en önemli ve esaslı işlerini konuşuyoruz. Bunlar beni yormuyor, bilakis hayat veriyor”

ATATÜRK’ün ‘memleketin en önemi ve esaslı işleri’ olarak tanımladığı işler, Başbakan Celal Bayar’ın onayına arz ettiği 4 Senelik 3 Numaralı Kalkınma Planı’ndaki yatırım projeleri idi.

Celal Bayar, Kemalist Ekonomi’ye yön veren kişi olarak ATATÜRK’ün kendisine aşıladığı yatırım heyecanını 103 yıllık uzun yaşamının sonuna kadar eksilmeden taşımıştır.

Bu heyecanın kaynağı ATATÜRK’ün 10. Yıl Nutku’dur:

“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir…

“Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz:

“Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız.

Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız…”

19 Eylül 1938 tarihli ULUS Gazetesi’nde Başbakan Celal Bayar’ın açıklaması:

“Her adımımızda, vatandaşlarımızın refah ve iş hacmini arttırmak, yurdumuzun emniyet ve istikbalini genişletmek gayesi vardır.”

Celal Bayar’ın ATATÜRK’ün ekonomiye verdiği önem ve yatırımlar karşısında duyduğu  mutluluk hakkında söyledikleri:

“Bir belediyenin bir mahalleye bir ampul taktığını duysa, ondan zevk alırdı. O kadar iktisadi meselelere kendisini vermişti.”

Celal Bayar’ın ATATÜRK’ün vefatından kısa bir süre sonra 12 Aralık1938 günü, Arttırma ve Yerli Malı Haftası açış konuşmasında başbakan olarak söyledikleri, ATATÜRK’ü ve onun mirasını algılayışı açısından önemlidir:

“Atatürk’ü anmak, Atatürk’ten bahsetmek hepimiz için ruhi bir ihtiyaçtır. Fakat, bu muazzam varlık huzurunda söz söylemek kadar güç bir şey tasavvur olunamaz. Birçok güzide hatipleri-miz, birçok değerli şairlerimiz, hislerine revaç vermek için söz aldıkları zaman, bu muazzam kudretin karşısında, mutlak bir surette, aciz duymuşlardır. Bu, arkadaşlarımızın kudretsizli-ğinden, layikatsizliğinden, değil, bu muazzam varlığın herkes karşısındaki, harikulade tecelli-sindendir. Bendeniz de Atatürk hakkında, hissiyatımı ifade etmek için mutlak aciz içersinde-yim. Yalnız kendilerine karşı, gene böyle bir toplantıda, hissiyatımı ifade ederken, demiştim ki:

“Atatürk’ü sevmek, her Türk vatanperveri için milli bir ibadettir.”

“Bendeniz, bugün de, huzurunuzda, bu Ebedi Şef’imizin, Halaskarımızın, Kahramanımızın, her türlü iyi üstün vasıfları cami olan Büyük Adam’ımızın, manevi huzurunuzda eğilerek, bunu tekrar ediyorum: “Atatürk, seni sevmek Türk milleti için milli bir ibadettir.”

“Büyük, Ebedi Şef’in bize vediası olan rejim (Cumhuriyet) üzerinde durmak, O’nun en basit farz olunabilecek usulleri üzerinde dahi, büyük dikkat ve teyakkuzla (uyanıklık) vazifemizi yapmak, en önemli işimizdir.”

Kaynakça:

Celal Bayar, ‘Ben De Yazdım’ (8 Cilt) 1967 -  1972
Cemal Kutay, ‘Celal Bayar’ (4 Cilt) 1940
41 Yazar, ‘100. Yaşında CELAL BAYAR’a ARMAĞAN’ Tercüman Yayı nları, 1982

AYIN TARİHİ Dergileri, Sayı 1 – 61 (1934 – 1938)

2 yorum:

  1. Bayar'ı biz farklı tanıyoruz. Yazdıklarınız görünen yönüdür. Görünen yönünün bir kısmıdır. Göremediğim yönlerini bilemem elbette. Ama bilinen, kayıtlara geçmiş yönü içinde çok vahim noktalar var. Demokrat Parti dönemini kast etmiyorum. Ama o da, yazdığınız "kusursuz insan" portresi yansıtmıyor. En basiti partisinin adındaki demokrasi ile zerre alakası yok! Yazdıklarınızda özellikle vurguladığınız (nedense?..) Atatürkçülüğu bile fevkalade tartışmalı. Ayrıca bırakın bu bir adama tapınmayı. Benim Atatürk'te bile en azından düş kırıklığına uğradığım noktalar var. Sosyalistim. Marx'ta bile fevkalade kırıldığım noktalar var. Celal Bayar kim ki!

    YanıtlaSil
  2. Bayar'ı biz farklı tanıyoruz. Yazdıklarınız görünen yönüdür. Görünen yönünün bir kısmıdır. Göremediğim yönlerini bilemem elbette. Ama bilinen, kayıtlara geçmiş yönü içinde çok vahim noktalar var. Demokrat Parti dönemini kast etmiyorum. Ama o da, yazdığınız "kusursuz insan" portresi yansıtmıyor. En basiti partisinin adındaki demokrasi ile zerre alakası yok! Yazdıklarınızda özellikle vurguladığınız (nedense?..) Atatürkçülüğu bile fevkalade tartışmalı. Ayrıca bırakın bu bir adama tapınmayı. Benim Atatürk'te bile en azından düş kırıklığına uğradığım noktalar var. Sosyalistim. Marx'ta bile fevkalade kırıldığım noktalar var. Celal Bayar kim ki!

    YanıtlaSil