6 Temmuz 2018 Cuma

24 Haziran seçim sonuçlarından çıkartmamız gereken dersler "ANAYURT GAZETESİ" Mehmet Arif DEMİRER

24 Haziran seçim sonuçlarından çıkartmamız gereken dersler
MEHMET ARİF DEMİRER, 
3 Temmuz 2018 Salı
1995 Yılında Aydın Menderes, “Mezara kadar Refah” diyerek babasının kurduğu partiyi terk edip Refah Partisi’ne transfer olduktan hemen sonra bir dergi çıkarmaya başladım. Adını (Demokrat Türkiye) kendi adıma tescil ettirdim.
2001 krizinde Derginin adına “Kemalist” sözcüğünü ekledim. 2013 yılında 70 kadar bir arkadaş grubuna her Pazar ‘Güncel Yazılar’ diye haftalık, gazete kupürleri ile zenginleştirilmiş, hatırlatma notları göndermeye başladım. Bunları hiç aksatmadım.
12 Şubat 2017 günü, Derginin hedefini değiştirdim: “Kemalist-demokrat” yerine ‘Cumhuriyetçi-demokrat’.
2014 yerel seçimlerinden sonra bir Tarafsız Bölge programında CHP Milletvekili Melda Onur, “Seçmenle iletişim kuramıyoruz” demişti. Ben de kendisine bir e-posta göndermiş, “Öyleyse kapatın partinizi” önerisinde bulunmuştum. O tarihte hemşerim Gültekin Uysal da ülke genelinde toplam oyu yüz binin altına inmiş bulunan Demokrat Parti’nin (DP) seçmenleri ile iletişim kuramıyordu, çünkü sayesinde DP seçmeni diye bir şey kalmamıştı.
24 Haziran seçiminde DP Genel Başkanı Uysal, İYİ Parti’ye sığınarak İYİ Parti milletvekili oldu. Bayar’ın kurduğu, Menderes’in on yıl Genel Başkanı olduğu DP’nin 2018 yılında Genel Başkanı, yeni kurulan bir partinin milletvekili ! Kendi partisini seçime götüremedi…
On dokuzuncu yüzyılda Avrupa politikasında Sol ve Sağ ayrımı vardı. Yirminci yüzyılın başlarında Rusya’da ihtilal oldu ve Sovyetler Birliği kuruldu. Bu ülkeye 1961 yılında gittim ve 3.5 ay süre ile Orta Asya, Kafkasya dahil çok bölge ve illerini gezdim, insanlarını tanıdım. Herkes yarım gün ayık, yarım gün sarhoştu. Din unutturulmuştu. Aile, bir kurum olarak çatırdıyordu.
Meslek hayatımda Arnavutluk hariç, Çin Halk Cumhuriyeti dahil çok sayıda komünist ülke ile ilişkim oldu. Doğu Avrupa ülkelerinin tamamını çok yakından tanıdım: Açık cezaevi ortamı.
Seksenli yılların ikinci yarısından itibaren komünizm sistem olarak erimeye başladı ve 1991 yılında Sovyetler Birliği çöktü. Aydın Yalçın ile Yalıkavak’taki konaklama tesisimde tüm Sovyet cumhuriyetlerinden konuşmacılar davet ederek ‘Sovyet Sistemi yıkıldıktan sonra Nasıl Bir Dünya?’ konusunu tartıştık. CIA de vardı (Graham Fuller). Aynı yıl Nisan ayında Moskova’ya bir daha gitmiş ve Bolşoy Operasının önünde polisten 10 dolara bir karaborsa bileti almış, 1961 yılını hatırlamıştım. 1961 yılında Sovyet polisi beni 3 kez gözaltına almıştı.
1987’de ANAP artı DYP oyları toplam olarak % 54, Merkez Sol (SHP+DSP) ise % 32 idi. Toplam % 84. Erbakan’ın Refah’ının oyu % 7, MHP’nin yedeği MÇP’nin oyu ise % 2 idi.
2018 yılında Merkez Sağ SIFIR, CHP içindeki Merkez Sol (belki ?) % 15.
Ülkenin gerisi HDP (% 11) ve seçmenini tanımlayamadığım İYİ Parti dışında Aşırı Sağ.
1973 yılını hatırladım Erbakan’ın MSP’sinin ve Türkeş’in MHP’sinin TBMM’ne ilk girdikleri seçimi. T.C.’nin 50inci yılı idi. Suudi Arabistan’da yüklenici olarak inşaat yapıyordum. Seçimler için Ankara’ya gelmiş ve sonuçları içime sindirmeye çalışıyordum: Erbakan’ın MSP’si % 11, Türkeş’in MHP’si ise % 3. Aşırı Sağ: % 84
İki binli yıllarda Dünya da Türkiye’de çok değişti. Sağ-Sol diye siyasi bir ayrım artık YOK. Türkiye’de Merkez Sağ gitti, Tek Adam sistemine inanan AKP içinde kayboldu.
İşte onun için Tek Adam Sistemi yerine Cumhuriyeti (başta laiklik olmak üzere tüm kurumları ile) ve Demokrasiyi geri getirecek bir siyasi anlayışa ihtiyaç var. O siyasi anlayışın adı da 12 Şubat 2017’den beri Dergimin hedefi: Cumhuriyetçi-demokrat bir Türkiye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder