26 Temmuz 2018 Perşembe

KURUCU CUMHURİYET VE 1923-1938 ATA-TÜRK Dönemi, "Mehmet Arif DEMİRER" kronolojisi

1923-1938 ATA-TÜRK Dönemi, Mehmet Arif DEMİRER kronolojisi

KEMALİST TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KRONOLOJİSİ (1923 -1938)

Kronoloji’nin 130 sayfalık eki vardır. Tüm ekleri ile birlikte 29 Ekim 2002 günü kitap halinde AKAD Basın Yayın Tic. Ltd. Şti. tarafından yayımlanacaktır. Ekleri arasında 29 Ekim 1933 günü yayımlanan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nin 96 sayfalık özel eki (tamamı) ve 9 Ağustos 1938 günü yayımlanan The Times Turkish Number’dan (40 sayfa) alıntılar bulunmaktadır. Bkz. sh. 55, 56., Kemalist-Demokrat TÜRKİYE Dergisi’nin 69 uncu sayısı 22 Ağustos 2002 günü için özel olarak yayımlanmıştır.
MEHMET ARİF DEMİRER  // 22 Ağustos 2002
1922-1923  ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLAR DEVLETİN KURULMASI 1922
3   Ekim           Mudanya Konferansı’nın Açılması – TBMM Hük. –İngiltere-Fransa-İtalya
11 Ekim           Mudanya Mütarekesi’nin İmzalanması
15 Ekim           Mudanya Mütarekesi’nin yürürlüğe girmesi
27 Ekim           İtilaf Devletlerinin (İngiltere-Fransa vs) TBMM Hükümeti’ni Lozan’da yapılacak Barış Konferası’na daveti
1 Kasım           Hilafetle Saltanatın ayrılması ve Saltanatın kaldırılması – Osmanlı Devletinin sona ermesi
4 Kasım           İstanbul’un TBMM Hükümetine geçmesi
5 Kasım           Dış İşleri Bakanı İsmet Paşa’nın başkanlığındaki heyetin Ankara’dan ayrılması 
11 Kasım         Türk Heyeti Lozan’da
20 Kasım         Lozan’da Konferansın Başlaması
      1923
1    Ocak         Futbol federasyonu kuruldu
16  Ocak         Mustafa Kemal İzmit’de: Bu devletin halife ile alaka ve münasebeti yoktur… Halkı kendi haline  terk edersek bir adım ileri atamayız…İnkılabın kanunu  mevcut  kanunların fevkindedir.”
30  Ocak         Yunanistan ile Türkiye arasında nüfus mübadelesi hk protokol imzalandı.
4   Şubat          Lozan’da görüşmelerin kesilmesi ve heyetlerin ülkelerine dönmeleri
27 Şubat –  6 Mart      TBMM’de Lozan hk gizli görüşmeler – Musul konusu tartışılmış
1   Nisan          TBMM’nin seçimlerin yenilenmesi kararı
23 Nisan          Lozan’da görüşmelerin tekrar başlaması
24 Temz.         Lozan Antlaşması’nın imzalanması
11 Ağustos      TBMM’de II. Dönem
13 Ağustos      Mustafa Kemal TBMM başkanlığına yeniden seçildi.
14 Ağustos      Fethi Bey başbakan
25 Ağustos      Lozan Antlaşmasına göre İstanbul’un boşaltılmasına başlandı
29 Ağustos      İngiltere 1914 tarihli Türkiye ile ticaret yasağını kaldırdı
11 Eylül           Halk Fırkası’nın kurulması
2   Ekim           Son İşgal kuvvetlerinin İstanbul’dan ayrılmaları
13 Ekim           TBMM’nin  Ankara’nın başkent olmasını kararlaştırması    
29 Ekim           Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı – Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı İsmet  Paşa   Başbakan
26 Aralık         Genel Af  ilanı (150 kişi dışında)
EKONOMİK GELİŞMELER (1922 - 1923)
6 Aralık 1922  Mustafa Kemal Ankara’da gazetecilerle yaptığı görüşmede şunları söyledi:
“ Çalışmalarımız, senelerce takip ve tatbik edilecek bir programa dayanmadıkça        muvaffakiyetsizliğe mahkümdur. Objektif olduğu kadar, milletimizin acil ihtiyaçlarına çare bulacak bir programa dayanmayan ıslahat teşebbüsleri,  şahsi ve keyfi olmaktan kurtulamaz. Herhangi bir programın uzun bir çalışma devresine rehber olması için memlekette bilcümle vatanperverler kitlesinin ıslahat emellerini ihtiva etmeyen bir programın muvaffakiyetli ve devamlı olması    ümit olunamaz.” Kaynak: Atatürkçülük Nedir? Varlık Yayınları 1965 Sh 100
20 Ocak  Mustafa Kemal’in  gazetelerde çıkan demeci:
“… Türkiye devleti, temellerini süngü ile değil, süngünün dahi istinat ettiği iktisadiyat ile kuracaktır... Yeni Türkiye devleti bir ‘devlet-i iktisadiye olacaktır.”
17  Şubat  İzmir İktisat Kongresi  -  Mustafa Kemal’in açış nutkunda plan-program hk
sözleri: (Kemalist Ekonominin Kilometretaşı No 1)
“… memleketin ihtiyacına mutabık ESASLI PROGRAM  üzerinde bütün milletin   müttehit ve hemahenk… [olması gerekir]  yeni devletimizin, yeni Hükümetimizin, bütün esasları bütün programları iktisat programından çıkmalıdır.”
4   Mart    İzmir İktisat Kongresi sona erdi. Misak-ı İktisadi kabul edildi
1925-ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLAR   İSYAN
4   Ocak          Şeyh Sait'in oğlu Rıza 20 000 koyun satmış olarak 5 000 altın ile Piran'a gelir ve altınları babasına teslim eder.İsyan bu altınlar ile finanse edilecektir.
9   Ocak          Mustafa Kemal’in Konya’da Cemiyeti Akvam’ın Musul Tetkik Heyeti ile  görüşmesi ve kendilerine söyledikleri:
8   Şubat          Piran köyünde Şeyh Sait İsyanı’nın  başlaması
3   Mart           İsmet Paşa Başbakan
4   Mart           Takrir-i Sükun Kanunu
12  Nisan         Şeyh Sait yakalandı
  1  Mayıs        Kıbrıs Kraliyet Taç Kolonisi olarak ilan edildi
14  Mayıs        Şeyh Sait ve isyan elebaşlarının yargılanmaları
 3  Haziran       Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin hükümet tarafından kapatılması.Gerekçe: İrticayı teşvik etmesi
28-29 Haz.      Şeyh Sait ve 47 isyancının idamı – Not: Bu isyan nedeni ile Cemiyet-i Akvam sonuçta Musul’u, İngiltere’nin manda rejiminin süresini uzatarak, Bağdat’a  bağlar – Bağdat’a sormadan! Bkz Demokrat Türkiye
Dergisi Sayı 3 – “Şeyh Sait İsyanı – Azadi Örgütü”
23  Ağustos     Mustafa Kemal Kastamonu’da - Şapka    
30  Ağustos     Mustafa Kemal Kastamonu’da: “Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti  şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikat-ı medeniyyedir.”
28  Kasım        Şapka Kanununun kabulü
30  Kasım        Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ve ünvanların kaldırılması hk   kanunun kabulü
1925 – EKONOMİK GELİŞMELER        
ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ
16  Şubat         Türkiye Teyyare Cemiyeti kuruldu
17  Şubat         Aşar Vergisi ve iltizam sistemi yeni bir kanun ile kalktı – tarımda ileri bir  adım
1    Mart          Tütün tekelinin devlete geçmesi
5    Nisan         Şeker fabrikalarının kurulması ve ayrıcalıkları hk kanun kabul edildi
19  Nisan         Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kanununun kabulü
5   Mayıs         Ankara’da Gazi Çiftliğinin kurulması
1   Ekim           Mustafa Kemal Bursa’da: Bursa başlıbaşına bir sanat memleketi olmaya pek kabiliyetlidir. Onun için temenni ederim, Bursa’da herşeye ait  fabrikalar  çoğalsın, hiç olmazsa türbelerin adedine yaklaşsın.”
5   Ekim           “Türkiye Cumhuriyeti” sözcükleri ile ilk altın: 5 Lira
22  Aralık        Alpullu şeker fabrikasının temeli atıldı
26  Aralık        Uluslararası Takvim ve Saatin kabülü için kanunun çıkarılması  
1927 – ÖNEMLİ  SİYASİ OLAYLAR    NUTUK
11     Ocak      Lozan Antlaşması Amerikan Senatosu tarafından red edildi
17     Şubat      Türkiye-ABD ilişkilerini düzenleyen anlaşma Ankara’da imzalandı
10     Nisan      Sokaklara ad verilmesi ve binaların numaralanması hk kanunun kabulü
26     Haziran   TBMM II. Dönem çalışmaları sona erdi – seçim kararı
 1      Temz      Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919’dan beri ilk kez İstanbul’da
15-20 Ekim     Büyük Nutuk - CHF 2. Kongresi’nde,TBMM’de okunmuştur.
19      Ekim      Nutuk metni dışında Mustafa Kemal’in gayrimenkullerini CHF’ye        bırakacağını açıklaması  Not: S.N. Özerdim sh 77
Not: Bu açıklama çok önemlidir. Tutanaklardan çıkarılarak gün ışığına kavuşturulmalıdır. Atatürk’ün Ankara’daki çiftliğini devlete fahiş bir fiyatla satmak istediğini, İsmet İnönü’nün bunu engellediğini, bunun için de Atatürk’ün kendisini başbakanlık görevinden aldığını (!) yazanlar vardır (Bkz Demokrat Türkiye Dergisi Sayı 15 – Bu dergide bu konu geniş bir şekilde irdelenmiştir.) Bu konuya Atatürk ile ilgili kitaplardan bir tek Hasan Rıza Soyak’ın“Atatürk’ten Hatıralar” adlı kitabında değinilmiştir.  (Sh 687)
1       Kasım     Mustafa Kemal ikinci defa Cumhurbaşkanı seçildi
24     Kasım     Ankara Ulus Meydanı’ndaki Zafer Abidesi açıldı
1927 – EKONOMİK GELİŞMELER    İLK NÜFUS SAYIMI
30  Nisan         Bursa dokumacılık fabrikası açıldı
28  Mayıs        1055 Sayılı Teşviki Sanayi kanunu
29  May           Ankara-Kayseri demiryolu hattının açılışı
1    Haziran      Devlet Demiryolları ve Limanları İdaresinin kuruluşu
28  Ekim          Cumhuriyet’in ilk nüfus sayımı: 13 648 000
Ankara’nın nüfusu 75 bin
30  Haziran      500 ve 1000 liralık Türkiye Cumhuriyeti banknotları tedavüle çıktı
6    Kasım        Bünyan dokuma fabrikasının açılması – özel sektör
21  Kasım        Samsun – Amasya demiryolu hattının açılışı
1932 – ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLAR  KADRO DERGİSİ
1 Ocak                        KADRO Dergisi'nin ilk sayısının yayımlanması
19 Şubat          Halkevlerinin kuruluşu
24 Nisan          Başbakan İsmet Paşa resmi ziyaret için Sovyetler Birliği'ne gitti
23 Mayıs         Başbakan İsmet Paşa resmi ziyaret için İtalya'ya gitti
12 Haziran      
2 Temz             Birinci Türk Tarih Kongresi
4 Temz.           İçişleri Bakanı otomobil ile Ankara'dan İstanbul'a gitti - ilk kez
6 Temz            Cemiyet-i Akvam Türkiye'yi davet etti - 18 Temmuz Türkiye üye oldu
12 Temz            Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kurulması
26 Eylül             Birinci Türk Dil Kurultayı - Dolmabahçe Sarayı
1932 - EKONOMİK GELİŞMELER YENİ İKTİSAT VEKİLİ'NE TELGRAF
23 Nisan           Demiryolu satınalınması No 4:Kütahya - Balıkesir hattı
1 Mayıs            Ankara'da "Milli Sanayi Sergisi"
3+7 Temz         Devlet Sanayi Ofisi ve Türkiye Sanayi Kredi Bankası hk kanunlar
8+9 Eylül           İktisat Vekili Mustafa Şeref Beyin istifası Yeni vekil Celal Bey
13 Ağus.           Sovyet Sanayi Heyeti (Prof Orloff) Türkiye'ye geldi
12 Eylül             Mustafa Kemal'in İktisat Vekili Celal Bey'e telgrafı
                        Kemalist Ekonominin Kilometretaşı No 2
                        "…bütün devlet teşkilatının, bütün yurtdaşların ve hepimizin…
                        "İçtimai heyetimizin bütün işbölümleri sahiplerini… bu yolun el ele vermiş, 
                        omuz omuza dayanmış, bir hedefe yürüyen samimi yolcuları yapmak,
                        devletin iktisat işinde yorgunluğunu azaltmak ve muvaffakiyet zamanını
                        kısaltmak için tek çaredir."
30 Kasım           Ulukışla - Niğde demiryolu hattının açılışı
1 Aralık             Demiryolunun Malatya'ya varması
16 Aralık           Samsun - Sivas demiryolu hattının açılması
Not: 1932 yılı içinde yapımı tamamlanan önemli binalar:Cumhurbaşkanlığı Köşkü
1937 – ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLAR    BAŞBAKAN DEĞİŞİMİ – TEŞRİN NUTUKLARI
31   Ocak        Cemiyet-i Akvam’da Hatay’ın bağımsızlığı ilke olarak kabul edildi.
5      Şubat       Anayasa değişikliği – 6 Ok Anayasa maddesi
8      Şubat       Siyasi Müsteşarlıklar  hk kanun kabul edildi.
12    Şubat       Selanik Belediyesi Atatürk’ün doğduğu evi Türkiye’ye hediye ediyor
21    Mart        Dersim’de isyan
26    Mayıs      Ürdün Emiri Abdullah’ın Atatürk’ü ziyareti
10-12 Haz.      Atatürk’ün Trabzon seyehati. Atatürk bu kısa gezide “bütün şark vilayetlerinden gelen Türk” temsilcilerle görüşmüştür. Yaklaşık 200 kişi. Valiler-Kaymakamlar-Bel. Reisleri-Parti ve Halkevi yöneticleri  Atatürk Trabzon’dan çektiği bir telgraf ile bütün çiftlikleri Hazine’ye hediye etmiştir. (1)
 8      Temz.     Sadabad Paktı’nın Tahran’da imzalanması Türkiye-İran-Irak-Afganistan
18     Eylül       Başbakan değişimi kararı – Nyon Antlaşması TBMM’nde kabul edildi.
20     Eylül       İsmet İnönü’nün başbakanlıktan izin ile ayrılması – 2. Türk Tarih Kongresi
25    Ekim        İsmet İnönü’nün başbakanlıktan istifası. Yeni Başbakan Celal Bayar
 1     Kasım      Teşrin Nutku No 1 Atatürk’ün TBMM’ni açış konuşması. Yeni Plan isteği  TBMM’deki son konuşması
  8    Kasım      Teşrin Nutku No 2 - Yeni Hükümet Programı  T.C.’nin en uzun ve ayrıntılı hülkümet programı
10   Kasım       "Atatürk’ün sözleri:  (Kemalist Ekonominin Kilometretaşı No 3) “Millete yepyeni bir program bildirdiniz. Bu program benim millete  vaadettiğim hususlardır.”“Ben milletle beraber Celal Bayar ve arkadaşlarının programının nokta nokta  tatbik edildiğini takip edeceğim.”
12-20 Kasım   Atatürk’ün Güneydoğu Anadolu Gezisi
 21     Kasım    Atatürk’ün başkanlığında Hükümet siyasi müsteşarlıkların kaldırılmasını ilke olarak kabul etti ve kanun değişikliği için karar aldı
21-22 Aralık    Suriye Başbakanı Cemil Mardam’ın Ankara’ya resmi ziyareti.
(1) 1946 Kronolojisi’nde 1937 yılı için tek olay çiftliklerin Hazine’ye hediye edilmesi
1937 – EKONOMİK GELİŞMELER    ATATÜRK’ÜN MİLLETİNE VADETTİĞİ                                                “YEPYENİ” HUSUSLAR
  1    Ocak       Demiryolu Satın alınması No 10 Şark Demiryolları –Sirkeci-Edirne hattı
10   Şubat        Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Kanunu’nun kabulü
18   Şubat        Orman Kanunu kabul edildi.
  3   Nisan        Karabük Demir-Çelik fabrikalarının temel atma töreni
1937  EKONOMİK GELİŞMELER  (Devam)
 4    Nisan        Ereğli Bez Fabrikasının açılışı
 1    Temz        Demiryolu Satın alınması No 11,
Fevzipaşa – Hudut, Toprakkale – İskenderun Hattı
16   Ağus         Malatya – Çetinkaya demiryolu hattının açılması
 1    Ekim         Çatalağzı – Zonguldak demiryolu hattının açılışı
 7    Ekim         Ankara – Adana telefon hattının açılması
 9    Ekim         Nazilli Bez Fabrikasının açılışı
30  Ekim          Ankara Garı’nın hizmete açılması
 6    Kasım       Ankara’da Belediyeler (İller) Bankası Merkez Binasının açılışı
17   Kasım       Atatürk’ün Pertek’te söyledikleri (Kemalist Ekonominin Kilometretaşı No 4) “Şeker fabrikalarının sayısı yirmiye çıkmaz ve şekeri ekmek kadar kolay alınır hale getirmezsek, gürbüz çocuklara hasret kalacağız.” (1)
10   Aralık       T.C.’nin 2 Numaralı Planı: 3 Senelik Madencilik Planı
27   Aralık       Denizbank hk kanun kabul edildi.
 (1) O tarihte Türkiye’de 4 şeker fabrikası var. Yıllık üretim 52 bin ton  Kişibaşı yıllık tüketim  3 kgNüfus artışını ve 20 fabrika yapılıncaya kadar geçecek süreyi dikkate aldığımzda Atatürk Pertek’te kişibaşına 25 kg/yıl tüketim hedefini ortaya koyuyor. Türkiye’de 1949 yılında kişibaşına şeker tüketimi 5 kg/yıl. Hala 4 fabrika var.1960 yılında ise yeni 11 fabrikanın ilavesi ile 15 fabrika üretimde. Kişibaşına Yıllık şeker tüketimi  25 kg’a ulaşmış. Atatürk’ün Pertek’te söylediği bu bir cümle bir yanda sayısal hedefi öte yanda vizyonunu kanıtlamaktadır: Herkesin kolayca şeker alabildiği bir Türkiye. O tarihte nüfusun % 80’ini oluşturan köylü şekerin yüzünü görmüyor. Şark Raporu’nda değinilmiş, Şark vilayetlerinde yaşayan vatandaş bir kg şeker için sınır ticaretinde Sovyetlere bir koyun vermek zorunda.
ATATÜRK’ÜN SOFRASI VE ALKOL ALIŞKANLIĞI
Atatürk’ü sevenler ve sevemeyenler çoktur. Bir kronoloji kitabında bu kişi veya kuruluşlara cevap vermek doğru olmayabilir. Ancak birkaç örnek ile vatandaşların kafalarını karıştıran bu acımasız suçlamaların ne ölçüde temelsiz olduğunu göstermek istiyorum
1 – Can Dündar  “Sarı Zeybek” kitabı
20 Eylül 1937 gününü anlatıyor. Atatürk Başbakan İnönü’yü değiştirmeye karar vermiştir. 17 Eylül akşamı Ankara’da bardağı taşıran damla, İnönü’nün şu sözleri idi:“Artık emirlerinizi hep sofradan mı alacağız?”O akşam Sofra’da alkol yoktu. Tek içki içmiş olan kişi (Sofra’dan önce) Başbakan İnönü idi. Yazar Can Dündar bu olayı anlatır. Yol ayrımı ile noktalar ve bir sonraki bölüme geçer:
BÖLÜM BAŞLIĞI:  “20 Kasım 1937  - Doktorumu terkederim Rakımı terk etmem”
20 Eylül ile 20 Kasım arasındaki çok önemli olayları görmezlikten gelerek atlayan  yazar,  20 Kasım gecesi için, “…o bildik sofralardan biri kurulmuş ve yine her zamanki gibi sabaha karşı dağılınmıştı”(1) diye başlar ve Atatürk’ün sabahın erken saatlerinde havuzbaşında sızdığını iddia eder. (1) Türkçenin bu kadar zorlandığını bugüne kadar hiç görmemiştim. Atatürk,  20 Kasım 1937 geceyarısı 12 gün süren yorucu bir Güneydoğu yolculuğundan döner. Doğruca Çankaya’ya çıkar. 21 Kasım sabahı saat 8’de Çankaya’da  Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.Can Dündar, araştırma yapmadığı için, hayali rakı sofrasını yanlış güne rastlatmıştır!
2 – Şevket Süreyya  Aydemir “İkinci Adam”da (Sh 514) başbakan değişimini anlatır ve ardından aşağıdaki yorumu yapar:
“Atatürk’e gelince, artık o hasta ve yalnızdı. Sinirliydi. Hastalık yalnız karaciğerden gelmiyordu. Karaciğeri de hasta eden devamlı alkol alışkanlığı, doktorluk dilinde daha belirli ifade edilen öyle bir tesir safhasına gelmişti ki, o safhada alkolün tesiri yalnız alkol alınan saatlerde değil, günün alkol alınmayan saatlerinde de kendini gösteriyordu...”
Bu iki örnek şu iddiaya dayanmaktadır: Atatürk’ün bir sofrası vardır. Bu sofrada çok miktarda rakı içilir. 1937 yılı Eylül ayında Atatürk artık hastadır. Hastalık, 24 saat alkol tesirini de beraberinde getirmiştir. Başka deyimle Atatürk’ün artık aklı başında değildir. Sofrasının ve 20 Eylül günü iki başbakanı ile Atatürk’ün fotoğraflarını takdim ediyorum. Sofra’nın fotoğrafı, sofranın bir okul olduğunu göstermektedir. Diğer fotoğrafta kim sıhhatli kim yorgun ve hasta görünümlü, tetkik edince  okuyucu doğru kararı verecektir.  Bkz Ek - 9
1938 – ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLAR    HATAY – 10 KASIM                       
14      Ocak     Sadabad Paktı TBMM’nde onaylandı.
22     Ocak      Atatürk’e Yalova’da ilk kez siroz teşhisi – Dr Nihat Reşat Belger
25      Şubat     Balkan Paktı Konseyi Ankara’da toplandı – Atatürk Ankara’ya döndü
30      Mart      Fransız uzman doktor Fissenger’in Atatürk’ü muayene etmesi. Aynı teşhis.
 1       Nisan     Atatürk’ün yaklaşık 1.5 ay istirahati ve belirli ölçüde iyileşmesi
19-25 Mayıs    Atatürk’ün Mersin seyehati (Hastalığı bu seyehatte kalıcı darbeyi almıştır)
26     Mayıs      Atatürk’ün Ankara’dan son kez ayrılışı – Bkz fotoğraf
 1      Haz         Savarona yatı İstanbul’a geldi
19     Haz.        Romen Kralı Karol’un Atatürk’ü birkaç saatlik ziyareti (1)
20     Haz.        Savarona’da Bakanlar Kurulu toplantısı – Gen. Kur. Bşk Çakmak ile
 5    Temz.       Türk birliklerinin Hatay’a girişi
 9     Temz.      Savarona’da son Bakanlar Kurulu toplantısı
16    Temz.      3961 Sayılı kanun: Af Kanunu    - 150liliklerin affı
 7   Ağustos     Ahmed Emin Yalman’ın Atatürk’ün sağlığı ile ilgili makalesi ve TAN Gazetesinin bu nedenle 3 ay kapanması
 9    Ağustos    The Times Turkish Number – 40 sayfalık özel ek Türkiye’de yok
 2    Eylül         Bağımsız Hatay Devleti
 7    Eylül         Hatay Devleti’nin başbakanı A. Melek: “Programımızın ruhu ve esası Kemalizm rejimi ve bütün icabatıdır” dedi.Hatay’da yeni anayasa.
17   Ekim         İlk ağır koma
20   Ekim         Dolmabahçe’de Bayar’ın başkanlığında son kabine toplantısı
26   Ekim         Atatürk’ün Bayar ile 1 Kasım Nutku üzerinde çalışması
29  Ekim          Atatürk’ün TSK’ne mesajı: “…Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini,  dahili ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni heran yapmaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumun tam bir inan ve itimadımız vardır.”  Türklük Camiası’nı 1938 yılında telaffuz eden Atatürk
  1  Kasım        Atatürk’ün TBMM Açış Nutku (Başbakan Bayar tarafından okunmuştur)Atatürk bu nutkunda “4 Senelik 3 Numaralı” planı anlatmış ve Kamutay’ın bu plana yardımcı olmasını istemiştir. Bu istek Atatürk’ün gerçek vasiyetidir.
  8   Kasım       İkinci ve son koma
10   Kasım       Atatürk’ün vefatı
(1) 1946 Kronolojisi’nde 1938 yılı için tek olay Romen Kralı’nın ziyareti – Bu ziyaretin Türkiye ile hiçbir ilişkisi yoktur. Nedense 1946 Kronolojisi bu olayı çok önemsemiştir!
1938 – EKONOMİK GELİŞMELER       4 SENELİK 3 NUMARALI PLAN
 1   Ocak         Denizbank’ın kurulması
13  Ocak         Tarım İşletmeleri Umum Müdürlüğü kuruldu – daha sonra çiftlikleri devralacak.
25  Ocak         İzmir Telefon İşletmesinin satınalınması
27  Ocak         Ankara Halk Sandığı açıldı
 1   Şubat         Gemlik Suniipek fabrikasının açılışı
2    Şubat         Bursa Merinos Fabrikasının açılışı
11  Nisan         Üsküdar – Kadıköy Su Şirketinin satınalınması
19  Nisan         Kırşehir’de deprem 158 ölü – 3143 ev yıkıldı
11  Mayıs        Hediye edilen çiftliklerin tapu işlemleri ve Ankara’daki gayrimenkullerin  Belediye’ye bağışlanması
17  Mayıs        Divriği Demir Madeni İşletmesinin faaliyete geçmesi
23  Mayıs        İstanbul Elektrik şirketinin satınalınması   
27  Mayıs        16 Milyon Sterlinlik İngiliz Kredisi imzalandı – normal diplomatik kanallarla.Bugün (2002) olduğu gibi bakanlar yurtdışına gitmiyor.
29  Haziran      Başbakan Bayar’ın TBMM’de önemli konuşması –  Bütçe 303 Milyon Lira.Yeni Plan için çalışmalar son aşamada 
  4  Temz         Sermayesinin tamamı devlet tarafından verilmek suretiyle kurulan İktisadi Teşekküllerin teşkilatı ile idare ve murakabeleri hk kanun – 3950 sayılı
  9  Temz         Mahrukat Kanunu kabul edildi – 3955 Sayılı kanun
10  Temz         İzmit Klor Fabrikasında temel atma        
14  Temz         TMO Kuruldu – 3958 Sayılı Kanun
14  Temz         İngiliz Kredisinin kabul hk kanun – 3960 Sayılı. Kredi kabul edildi.
21  Temz         Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile çimento devletleştiriliyor. Etibank fabrikaları satın alıyor.
  5  Eylül          Halk Bankası açıldı
16  Eylül          2/9607 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Türkiye İş Bankası’na Londra’da şube açmak üzere izin veriliyor. Yurtdışına sermaye transferi! İş Bankası’nın sermayesi 5 milyon mevduatı ise 40 milyondan fazla.
17  Eylül          4 Senelik 3 Numaralı Plan’ın Atatürk’e arzı ve Atatürk tarafından onaylanması (16 Eylül 1938 tarih ve 2/9624 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi) Kemalist Ekonominin Kilometretaşı No 5:“… memleketin bütün menabii kuvvesini seferber ederek bu işleri yapmak lazımdır.”  Savaş geliyor. Vaktimiz dardır, diyor.
 6   Ekim          Alman Maliye Nazırı Funk ve eşinin Ankara ziyareti: 150 Milyon Marklık Alman kredisi  İki kredinin toplamı 175 milyon lira, bütçenin yarısından daha yüksek.
 8   Ekim          Demiryolu Erzincan’a ulaştı. 
NOT: Yıl içinde Ankara’da Hipodrom hizmete açıldı ve İstanbul-Edirne turistik karayolunun ikinci kısmının yapımına başlandı: Lüleburgaz – Çorlu arası.
SONUÇ:
1946 yılında başlayan “gerçekleri gizleme operasyonu” günümüzde bütün haşmeti ile devam etmektedir. 1938 yılını gizlemek için yedi ünlü kişinin yazdığı makale ve kronoloji skandalını değiştiremediğim için bu çalışmayı yapmak zorunda kaldım. Atatürk’ün en büyük devrimi Ekonomi Devrimi’dir. Atatürk SIFIR düzeyinde bulduğu Türkiye’yi 1938 yılında ABD’nin yedidebir düzeyine çıkarmıştır. 1938 Türkiyesi sanayileşmek yolunda cesur adımlar atan bir ülkedir. Temeli atılan fabrikalar 12 ay sonra üretime geçmekte, ithalatı durdurmakta, yörede  mucize ölçeğinde istihdam yaratmaktadırlar. Malatya dokuma fabrikası üç bin işçi çalıştırmıştır.
1946 yılında yazılan makale ve kronoloji işte bu devrimi gizlemiştir. Bu görüşe göre Atatürk son üç yılında boş oturmuştur!
1946 makale ve kronolojisini yazanlar aşağıda İsmet İnönü’nün 16 Şubat 1939 günü tuttuğu nottaki görüşleri perçinlemişlerdir:
“Hükümet için teşrin nutukları ve sonrası baştanbaşa sansasyon ve demagoji oldu…”
“Asıl mesele Celal Bayar’ın mali ve iktisadi politikası idi. Demagojiye fazla yer vererek başlamış olan bu politika hiçbir hesaba istinat etmiyor, devletin mali vaziyeti  esasından harap oluyordu. Ticaret, milli para alt üst olmuştu. Bütün bu ahvalin, hatta hükümet azasından gizli kalması bir seneden beri takip ediliyordu.
“Atatürk zamanında geçen bu usul artık düzeltmek lazım idi. Zaman geçtikçe hiç düzelmeyecek bir hale gelebilirdi.”
Bu görüş yedi ünlü kişinin makalesine ve kronolojisine mükemmel bir şekilde yansımıştır.
Aynı Kronolojiyi ADD gibi, Kültür Bakanlığı gibi çok değişik kuruluşların kopye ederek kullanmaları, bence, Atatürk’e büyük saygısızlıktır. 1937 yılındaki başbakan değişimini yazmamak için başlatılan ve sürdürülen gizleme operasyonu kültür anlayışımız açısından son derece üzücü bir örnektir. Gerçek bir skandaldır.
Mehmet Arif Demirer-28 Nisan 2002

HAYDAR TUNÇKANAT’IN ‘İKİLİ ANLAŞMALARIN İÇYÜZÜ’ KİTABI JÜPİTER FÜZELERİ "Mehmet Arif Demirer" - 1993 Yılında ilk kez DP GİK üyesi olduğum zaman, DP’nin on yılını, özellikle dış politikası ile ekonomik performansını, savunan tek bir kitap yayımlanmamıştı

HAYDAR TUNÇKANAT'IN 'İKİLİ ANLAŞMALARIN İÇYÜZÜ' KİTABI: "JÜPİTER FÜZELERİ"
Mehmet Arif Demirer


1993 Yılında ilk kez DP GİK üyesi olduğum zaman, DP’nin on yılını, özellikle dış politikası ile ekonomik performansını, savunan tek bir kitap yayımlanmamıştı. Daha çok kişisel anılar ve Yassıada ile ilgili kitaplar yayımlanmıştı. 1993 yılından itibaren Basın Açıklamaları, DP Ansiklopedisi, iki büyük boy duvar takvimi ve dergiler dışında 17 kitap yazarak (yayımlandı) bu eksikliği giderdim. Yine de iki konu açık kalmıştı: Menderes, Necip Fazıl gibi bir adama neden 147 bin lira ödemişti, örtülü ödenekten ve MBK üyesi Hv. Kurmay Albay Haydar Tunçkanat’ın birinci baskısı 1970 yılında yayımlanan kitabındaki ağır suçlamalara cevap.
Necip Fazıl örtülü ödenekten para verilmesi konusu yakında yayımlanacak son kitabımda irdelenmektedir
Necip Fazıl örtülü ödenekten para verilmesi konusu yakında yayımlanacak son kitabımda irdelenmektedir: ATATÜRK – Din ve Said Nursi – Fethullah Gülen. Sorunun cevabını da Bayar’ın da bulunduğu bir toplantıda Samet Ağaoğlu vermiştir: ‘Susturmak için’ Tunçkanat’ın suçlamalarının niteliği hakkında ise geniş bir araştırma yapmam gerekiyordu. Bu araştırmayı yaptım. Biri Jüpiter Füzeleri ile ilgili olmak üzere iki örnek ile Tunçkanat’ın gerçekleri nasıl çarpıttığını ya da gizlediğini göstereceğim:

İKİLİ ANLAŞMALARIN İÇYÜZÜ
Birinci örnek 23 Şubat 1945 tarihli ikili antlaşma. Bu antlaşma ile Türkiye, 1941 yılından beri ABD’den Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu kapsamında aldığı yaklaşık 100 milyon dolarlık askeri malzeme ile ilgili bir antlaşma imzalamış ve bu borcu sadece 4.5 milyon dolar ödeyerek tasfiye etmiştir. Tunçkanat bu antlaşmayı gereksiz görmüş ve “Yabancı bir devlete verilecek bazı imtiyazların tohumlarını taşıyan” bir antlaşma olarak tanımlamıştır. Stalin aynı kanun kapsamında savaşta ABD’den 14 milyar dolar değerinde malzeme almıştı.
İkinci ikili antlaşma, 27 Şubat 1946 tarihinde 10 milyon dolar değerinde askeri malzeme alımı ile ilgili kredi antlaşması idi. Tunçkanat bunu da eleştirmiştir:
“Bu anlaşmanın imzalandığı sıralarda Türk Hükümetinin kasalarında 245 milyon dolarlık dövizi vardır. Fakat Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye güvenlik vermeyen tutum ve davranışlarından kuşkulanan hükümet, benimsediği yeni bir görüşle, dış yardıma istekli ve daha elverişli bir tutum takınıyor.”
Gerçeklere bakalım: Döviz rezervi 10 milyon dolar. Ayrıca 235 milyon dolarlık altın stoku var. Bu altın stoku, 1948 yılı Şubat ayına kadar yarı yarıya azalacak, döviz rezervi ise 705 bin dolara inecektir. Türkiye bu rezervleri ile 1946 – 1950 yılları döneminde tek bir şeker ya da çimento fabrikası bile kuramamıştır. Sovyet Rusya’nın güvenlik vermeyen tutum ve davranışları ise 1945 Mart ayından beri sözlü ve yazılı notalar ile Sovyet gazetelerinde yayımlanan makalelerde belirlenen Sovyet talepleri idi: Kars – Ardahan ve İstanbul ile Çanakkale Boğazlarında ortak yönetim (Sovyet Savaş gemileri, askerleri ve bayrağı vd.).
İşte Tunçkanat gerçekleri böyle çarpıtarak veya gizleyerek önce CHP daha sonra DP’nin imzaladığı ikili antlaşmaları haksız ve insafsızca eleştirmiştir.
Jüpiter Füzelerine gelince. 17 Ekim 2016 tarihli ANAYURT yazımda belirtiğim gibi 1962 Küba Krizinde Sovyetler, Türkiye’de konuşlanmış Jüpiter füzelerinin sökülmesi vaadine karşılık Küba’daki çok daha güçlü ve daha uzun menzilli SS-4 Sandal füzelerin sökülerek Sovyetler Birliğine geri götürülmelerini kabul etmiş ve 3. Dünya Savaşı önlenmişti.
Tunçkanat’ın şu iddiasını, “O tarihlerde (1946) Türkiye’nin Amerika’nın bir ileri karakolu olması öğünme konusuydu. Bu görüş 27 Mayıs’a kadar sürdü.” da Jüpiter Füzelerinin Türkiye’ye geldiği tarihe bakarak değerlendirelim. Jüpiter Füzeleri ile ilişkili antlaşmayı Menderes Hükümeti imzalamış ancak füzeler, Türkiye’ye 27 Mayıs’tan sonra MBK döneminde gelmiş ve monte edilmişlerdir. Tunçkanat, kitabında Jüpiter Füzelerinden ve 27 Mayıs’ın Türkiye – ABD ilişkilerini hiç etkilemediğinden nedense hiç bahsetmemiştir.
(ANAYURT GAZETESİ, 16 Kasım 2016)
1993-2012 Yılları arasında DP İktidarı ve 27 Mayıs Darbesi ile ilgili yayımlanmış kitaplarım:
1993 – KKTC – TÜRKÜN ONUR SORUNU
1994 – Alparslan Türkeş’in anıları ve 27 Mayıs 1960 – DEMOKRAT PARTİ
1995 – 6 Eylül 1955 – Yassıada 6/7 Eylül Davası
1995 – Babam Arif DEMİRER ve Aydın MENDERES
1997 – CYPRUS – the Island of Sustained Crises
2005 – ATATÜRK, BAYAR ve DP ekseninde MASALLAR ve GERÇEKLER
2006 – 6 EYLÜL 1955 Olaylarına 50. Yılda yeni Bakış – Hangi derin Devlet ?
2006 – DEMOKRAT PARTİ’nin YATIRIMLARI
2006 – NİHAT ERİM’in gözlüğü ve kalemi ile DEMOKRAT PARTİ ve bir soru:
JOHNSON MEKTUBU SİPARİŞ MİYDİ?
2006 – KEMALİZM TARTIŞMALARI
2006 – DEMOKRAT PARTİ ve TARIM
2006 – MENDERES ve DÖVİZLER – DÜNYA BANKASI OLAYI (1954)
2008 – Ş. Çizmeli’nin Menderes Kitabı – BİR DEDİKODU KİTABININ ELEŞTİRİSİ[1]
2009 – FATİN RÜŞTÜ ZORLU GERÇEĞİ
2010 – DEMOKRAT PARTİ BELGESEL ANSİKLOPEDİSİ (2 200 sayfa)
2010 – HASAN POLATKAN konuşuyor
2010 – CUMHURİYET TÜRKİYE’sinde ANAYASA OYUNLARI – 27 MAYIS İHTİLALİ
2012 – 27 MAYIS – MASALLAR VE GERÇEKLER
***
[1] Dr. Mehmet Özdemir ve Emre Oktay ile ortak yayın

19 Temmuz 2018 Perşembe

KURUCU MECLİS (1961) VE MİLLİ MERKEZ (2013) Gazeteci, Araştırmacı-Yazar MEHMET ARİF DEMİRER

KURUCU MECLİS (1961) VE MİLLİ MERKEZ (2013) 
Mehmet Arif DEMİRER

1961 Anayasası’nı yazan Kurucu Meclis’in bir eksiği bir de ayıbı vardı.

Eksiği milletin yarısını oluşturan Demokrat Parti’den tek bir temsilcisinin bulunmayışı, ayıbı ise 4 Eylül 1961 günü Darbecilerin emriyle tatile çıkıvermiş olması. Böylelikle idam kararlarını Kurucu Meclis değil, sadece 23 darbecinin oluşturduğu Milli Birlik Komitesi oyladı ve üç kişinin idamının altına imza attı, Kurucu Meclis üyeleri tatil yaparken.

23 Nisan 2013 günü Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde bir toplantı yapıldı ve AKP İktidarına karşı Milli Merkez kuruldu. Milli Merkez’in, başkan dâhil 26 kişilik yürütme kurulu şu gruplardan oluşuyor:

2 eski DYP/DP’li: Kurul Başkanı Hüsamettin Cindoruk (DP eski Genel Başkanı) ve Ufuk Söylemez (DYP eski Genel Başkan Yardımcısı); 6 İşçi Partili (İP); 5 CHP’li (eski milletvekilleri); 5 Yekta Güngör Özden gibi ılımlı DP karşıtı kişiler ve siyasi görüşlerini bilmediğim ancak DP eğilimli olmadıklarını bildiğim 8 kişi. Toplam 2 artı DP karşıtı 24 kişi.

Böylelikle Yürütme Kurulu Başkanı ile DYP’de eski yardımcısı kendilerini diğer 24 kişi arasında biraz ‘sudan çıkmış balık’ gibi hissedecekler.

Özellikle İP’nin gazetesi AYDINLIK’ın, Milli Merkez toplantısının yapıldığı binaya adı verilen Nazım Hikmet’ten sık sık alıntı yaptığı ve bunca yıl sonra 27 Mayıs Darbesi’ni hala daha inatla DEVRİM olarak tanımladığı için.

Bir örnek vereyim. 29 Ekim 2011 tarihli AYDINLIK. . Gazetenin arka sayfasında kocaman bir Nazım Hikmet fotoğrafı ve 1954 yılında Budapeşte Radyosu’nda yaptığı konuşmanın tam metni. (İP’liler bugünlerde internette bu konuşmanın ses bandını dağıtıyorlar.)

Adnan Beye Sövüntü şiirini yazan Nazım Hikmet, 1954 yılında bakınız neler söylemiş:

“Bugünün (1954) meselesi: Kim Türkiye’yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir? Kim Türkiye’nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir. İşte bunlar mürtecidir.

“Bunlar Kemalizm’i inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.”

Herhalde Sayın Cindoruk, Bayar’ın, Milli Merkez’in gazetesi konumundaki AYDINLIK’ta, “Kemalizm’i inkâr etmiş bir vatan haini” olarak ilan edildiğine şaşırıp kalacaktır.

Aynı şekilde ekonomist Sayın Söylemez, 1954 yılında; Gediz Barajı’nı kredilendirmediği için Dünya Bankası’nı Türkiye’den kovan (16 Şubat), bir günde (23 Ocak) 20 çimento fabrikası ihalesini yapan, Samsun, Salıpazarı, Haydarpaşa ve Mersin limanlarının temelini atan (Mart ve Nisan) (NOT: Bu yatırımların tümü 27 Mayıs darbesinden önce tamamlanmış ve hizmete açılmıştır), 3.5 milyon tonda bulduğu yıllık buğday üretimini 8.5 milyon tona çıkaran Menderes’in Nazım Hikmet tarafından “Türkiye’yi Amerikalılara satmış, Türkiye’nin milli sanayisini mahvetmiş, Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş” kişi olarak suçlandığını AYDINLIK’ta okuduğunda, aynen benim gibi, çok rahatsız olacaktır.

Sn Cindoruk ve Sn Söylemez’den, Milli Merkez Yürütme Kurulundaki 24 arkadaşlarının, bugüne kadar alenen sürdürdükleri DP karşıtlığından, 27 Mayıs Darbe şakşakçılığından ve Nazım Hikmet promosyonundan vazgeçmelerini sağlayacaklarını umuyorum.

23 Nisan 2013 günü Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde binlerce kişi sık sık bir slogan atıyordu: “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz.” Ben geçen yıl Başbakan’ı, partisinin gençlerine, Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesinden alıntı yaparak, şöyle seslendiği zaman eleştirmiştim:

“Dininin, kinin davacısı gençlik…” Bir yanda askerler öte yanda dininin ve kinin davacısı gençler…

Öcalan ile Ermeniler bu bölünmeyi, büyük bir mutluluk ve keyifle izliyorlar.

[[KURUCU MECLİS 1961 VE MİLLİ MERKEZ 2013/Gazeteci, Araştırmacı-Yazar MEHMET ARİF DEMİRER]]

6 Temmuz 2018 Cuma

24 Haziran seçim sonuçlarından çıkartmamız gereken dersler "ANAYURT GAZETESİ" Mehmet Arif DEMİRER

24 Haziran seçim sonuçlarından çıkartmamız gereken dersler
MEHMET ARİF DEMİRER, 
3 Temmuz 2018 Salı
1995 Yılında Aydın Menderes, “Mezara kadar Refah” diyerek babasının kurduğu partiyi terk edip Refah Partisi’ne transfer olduktan hemen sonra bir dergi çıkarmaya başladım. Adını (Demokrat Türkiye) kendi adıma tescil ettirdim.
2001 krizinde Derginin adına “Kemalist” sözcüğünü ekledim. 2013 yılında 70 kadar bir arkadaş grubuna her Pazar ‘Güncel Yazılar’ diye haftalık, gazete kupürleri ile zenginleştirilmiş, hatırlatma notları göndermeye başladım. Bunları hiç aksatmadım.
12 Şubat 2017 günü, Derginin hedefini değiştirdim: “Kemalist-demokrat” yerine ‘Cumhuriyetçi-demokrat’.
2014 yerel seçimlerinden sonra bir Tarafsız Bölge programında CHP Milletvekili Melda Onur, “Seçmenle iletişim kuramıyoruz” demişti. Ben de kendisine bir e-posta göndermiş, “Öyleyse kapatın partinizi” önerisinde bulunmuştum. O tarihte hemşerim Gültekin Uysal da ülke genelinde toplam oyu yüz binin altına inmiş bulunan Demokrat Parti’nin (DP) seçmenleri ile iletişim kuramıyordu, çünkü sayesinde DP seçmeni diye bir şey kalmamıştı.
24 Haziran seçiminde DP Genel Başkanı Uysal, İYİ Parti’ye sığınarak İYİ Parti milletvekili oldu. Bayar’ın kurduğu, Menderes’in on yıl Genel Başkanı olduğu DP’nin 2018 yılında Genel Başkanı, yeni kurulan bir partinin milletvekili ! Kendi partisini seçime götüremedi…
On dokuzuncu yüzyılda Avrupa politikasında Sol ve Sağ ayrımı vardı. Yirminci yüzyılın başlarında Rusya’da ihtilal oldu ve Sovyetler Birliği kuruldu. Bu ülkeye 1961 yılında gittim ve 3.5 ay süre ile Orta Asya, Kafkasya dahil çok bölge ve illerini gezdim, insanlarını tanıdım. Herkes yarım gün ayık, yarım gün sarhoştu. Din unutturulmuştu. Aile, bir kurum olarak çatırdıyordu.
Meslek hayatımda Arnavutluk hariç, Çin Halk Cumhuriyeti dahil çok sayıda komünist ülke ile ilişkim oldu. Doğu Avrupa ülkelerinin tamamını çok yakından tanıdım: Açık cezaevi ortamı.
Seksenli yılların ikinci yarısından itibaren komünizm sistem olarak erimeye başladı ve 1991 yılında Sovyetler Birliği çöktü. Aydın Yalçın ile Yalıkavak’taki konaklama tesisimde tüm Sovyet cumhuriyetlerinden konuşmacılar davet ederek ‘Sovyet Sistemi yıkıldıktan sonra Nasıl Bir Dünya?’ konusunu tartıştık. CIA de vardı (Graham Fuller). Aynı yıl Nisan ayında Moskova’ya bir daha gitmiş ve Bolşoy Operasının önünde polisten 10 dolara bir karaborsa bileti almış, 1961 yılını hatırlamıştım. 1961 yılında Sovyet polisi beni 3 kez gözaltına almıştı.
1987’de ANAP artı DYP oyları toplam olarak % 54, Merkez Sol (SHP+DSP) ise % 32 idi. Toplam % 84. Erbakan’ın Refah’ının oyu % 7, MHP’nin yedeği MÇP’nin oyu ise % 2 idi.
2018 yılında Merkez Sağ SIFIR, CHP içindeki Merkez Sol (belki ?) % 15.
Ülkenin gerisi HDP (% 11) ve seçmenini tanımlayamadığım İYİ Parti dışında Aşırı Sağ.
1973 yılını hatırladım Erbakan’ın MSP’sinin ve Türkeş’in MHP’sinin TBMM’ne ilk girdikleri seçimi. T.C.’nin 50inci yılı idi. Suudi Arabistan’da yüklenici olarak inşaat yapıyordum. Seçimler için Ankara’ya gelmiş ve sonuçları içime sindirmeye çalışıyordum: Erbakan’ın MSP’si % 11, Türkeş’in MHP’si ise % 3. Aşırı Sağ: % 84
İki binli yıllarda Dünya da Türkiye’de çok değişti. Sağ-Sol diye siyasi bir ayrım artık YOK. Türkiye’de Merkez Sağ gitti, Tek Adam sistemine inanan AKP içinde kayboldu.
İşte onun için Tek Adam Sistemi yerine Cumhuriyeti (başta laiklik olmak üzere tüm kurumları ile) ve Demokrasiyi geri getirecek bir siyasi anlayışa ihtiyaç var. O siyasi anlayışın adı da 12 Şubat 2017’den beri Dergimin hedefi: Cumhuriyetçi-demokrat bir Türkiye.

Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi Sosyal Medya Ortamında Paylaşma Rekorları Kırıyor: "TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin Gerçek Sahibi; ONURLU ve SORUMLU TÜRK Seçmenlerine DUYURU ve ÇAĞRI"

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN GERÇEK SAHİBİ;
ONURLU VE SORUMLU TÜRK SEÇMENLERİNE
DUYURU VE ÇAĞRI
Cumhuriyetçi Demokratlar Hareketi Adına, Mehmet Arif DEMİRER

Öncelikle, 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Parlamento Seçimlerinin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı-uğurlu olmasını dileriz.
ANCAK, BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ADINA KAYGILIYIZ
Zira, bu seçimle birlikte tamamlanması öngörülen sözde başkanlık sistemi süreci, başladığı günden itibaren halkın tepkisine maruz kalmış, kamuoyunu derinden rahatsız etmiş; Dayatılan süreç ile yapılan uygulamalardan kamu vicdanı ikna olmamış, dönem içinde vaki teşebbüsler “halkı, bu endişe, kaygı ve korkularında” haklı çıkartmıştır.
An itibarıyla vatandaşlarımız geleceklerinden güvensiz, endişeli ve kaygılıdırlar.
ŞÖYLE Kİ;
Hatırlanacağı üzere; Kadim ve saygın TBMM Başkanlarımızdan Hüsamettin Cindoruk, 16 Nisan 2017 Referandumunu şöyle tanımlamıştı: “Bu Referandum bir YIKIM HAREKETİDİR.” Yıkılması söz konusu edilen ATATÜRK’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti; Onun yerine geçecek olansa bir başka devlet idi!..
NİTEKİM:
4 Ağustos 2017 gecesi Ayhan Oğan CNN TÜRK’te yeni devleti çok açık bir şekilde tanımlamıştı:
“Şimdi biz yeni birdevlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır.”, “Yeni bir Türk Silahlı Kuvvetleri’nin inşasıdır. Biz vesayet düzenini yıktık beyefendi.”, “Sosyal medyadan vatan kurtaran aciz yaratıklar bize saldırıyor, kimse bizim vatanseverliğimizi test etmeye kalkışmasın.”, “16 Nisan itibarıyla artık yeni bir süreç başlamıştır. Bu, devletin yeniden teşkilatlanma, organize olma sürecidir, yeniden inşa sürecidir.”, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk, kurucu partisi CHP’dir.”, “İkinci kuruluş, Türkiye’nin tam bağımsız, halkın devleti olarak dizayn edildiği, kurumsal yapıya kavuştuğu zeminin lideri de Tayyip Erdoğan ve onun yanında saf tutan siyasi liderlerdir. Ve o kuruluşun partisi de AK Parti’dir.”
Hüsamettin Cindoruk, tarihi basiret ve tespitinde: “Bu Referandum bir yıkım hareketidir. TBMM’ne bağlı parlamenter demokrasiyi yıkma hareketidir. Hangi yaşta olursak olalım, geçmiş Türkiye’de, güzelim Türkiye’de yaşayan herkes, siyasi parti ayırımı gözetmeden, Cumhuriyet’i savunmak ve Cumhuriyet’i korumak zorundayız” dedi. (8.4.2017-Anayurt)
Sonuçta: “CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLARIN OYU VE KARARI HAYIR” oldu.
16 Nisan 2017’de HAYIR oyu % 49’da kaldı. Anayasa değişti. Erdoğan’ın yeni devletine yönelik ilk adım atılmış oldu. Hükümetin üstüne muazzam bir şaibe sindi.
YSK’ya halkın güveni kalmadı.
24 HAZİRAN’A, HALKIN İTİMAD ETMEDİĞİ BİR YSK İLE GİDİLİYOR!..
24 Haziran 2018 günü Türk Milleti sandığa gidecek. Cumhurbaşkanı ve yeni TBMM üyelerini, Adalet, hakkaniyet ve hukuka aykırı biçimde dayatılan listelerden tercihlerini yapacak. TBMM’nin yapısı nasıl oluşursa oluşsun, eğer Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse YIKIM HAREKETİtamamlanmış, ATATÜRK’ün Cumhuriyet’i yıkılmış, olacaktır.
Eğer, Erdoğan birinci turda % 51 ile seçilemez ve seçim sonucu ikinci tura kalırsa, YIKIM HAREKETİ tamamlanamayacak ve iki hafta sonra bir daha sandığa gidilecektir.
25 Haziran’da böyle bir tablo ile karşılaşılır ise, ikinci tura kadar iki hafta boyunca neler olabilir?
Erdoğan İngiltere’de yaptığı açıklamalarda B ve C planlarından bahsetti.
Yeni bir ‘7 Haziran – 1 Kasım’ sürecini mi kastetti?
Bilemiyorum.
Bildiklerime gelince…
Bayar’ın Kızı Nilüfer Gürsoy: HAYIR Diyorum
Hüsamettin Cindoruk: Bu Referandum bir Yıkım Hareketidir
İnönü’nün Torunu, Gülsün Bilgehan: HAYIRlı bir iş için Hepimiz Birleştik
T. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu: EVET diyen de Bizim, HAYIR diyen de Bizim
AKP (e) Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır: HAYIRlar Tükenmez
Mehmet Arif Demirer: ATATÜRK’e Saygılı Cumhuriyetçi Demokratlar HAYIR diyor
***
Görüldüğü gibi, Fethullah Gülen’in, Devletin (Yargının ve Güvenlik Güçlerinin) içine iyice yerleşmesinin yolunu açan 2010 Referandumundan önce, DP Genel Başkanı, tüm kadın DP’liler, hepimiz, çok güçlü bir şekilde HAYIR demiştik. Ben, HAYIR’ın nedenlerinin DP ile AKP arasındaki farklılıklara dayalı olduğunu savunmuş ve farkların başında iki partinin ATATÜRK anlayışı olduğunu belirtmiştim.
DP, köklü bir Cumhuriyetçi Demokrat parti idi. AKP ise ATATÜRK ve O’nun kurduğu Cumhuriyet ile sorunları bulunan bir parti!... Buna şaşmamak gerek çünkü AKP idarecilerinin önderi Necip Fazıl yazılarında devamlı ATATÜRK ve Cumhuriyet karşıtlığı üzerinde durmuştu.
Nitekim 2010 Referandumundan 7 yıl sonra gelen 16 Nisan Referandumu, Cindoruk’un çok açık bir şekilde vurguladığı gibi,ATATÜRK’ün Cumhuriyetinin YIKIM HAREKETİ idi.
Ancak iki referandum arasında olumlu bir gelişme de kaydedilmiştir:
HAYIR’lar7 yılda % 42’den % 49’a yükselmiş olup; Bu artış 24 Haziran’da da devam ederse, Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilemez. İlk turda % 40 – 42 arasında kalır.
İkinci turda alacağı sonuç hakkında tahminler ancak karşısında kimin olacağı belli olduktan sonra yapılabilir.İkinci turda Erdoğan’ın rakibinin kim olacağı hakkında bakınız aşağıdaki iki anket sonucu:
ANKET SORUSU No: 1) 80 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına: “T. C.’nin Yüzüncü Yıl’a girerken Cumhurbaşkanı kadın mı olsun, erkek mi?”
Cevap: 40 milyon kadın vatandaşın cevabı, % 90 oranında: Kadın (36 milyon)
40 milyon erkekvatandaşın cevabı, % 80 oranında: Erkek (32 milyon)
SONUÇ: Yüzüncü Yıl’a girerken Cumhurbaşkanı kadın olsun.
ANKET SORUSU No. 2) ATATÜRK, İnönü ve Bayar’a: “Türkiye Cumhuriyeti Yüzüncü Yılına girerken Cumhurbaşkanı kadın mı olsun, erkek mi?” CEVAP: KADIN
SONUÇ No: 2) Yüzüncü Yıl’a girerken Cumhurbaşkanı kadın olsun.
Bu tabloya bakarak ikinci turda Erdoğan’ın karşısında Meral Akşener olursa, Erdoğan kaybeder. Muharrem İnce olursa, Erdoğan’ın B ve C planlarını görmeden bir şey söylemek zor. Keşke 24 Haziran akşamı bir formül bulunabilse ve ikinci turda Erdoğan’ın karşısında kadın adayın (Akşener) olması sağlanabilse…
UNUTMAYIN!..
Necip Fazıl’a (31 Ekim 1949 tarihli BÜYÜKDOĞU Dergisi) göre,
ATATÜRK; Allah ve İslam Dini düşmanı, Cumhuriyet ise Türk Devletinin çöküşü idi.
CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR HAREKETİ ADINA
Mehmet Arif DEMİRER