ATATÜRK'E SAYGILI "CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLARIN SAFLARI BELLİ OLDU" Mehmet Arif DEMİRER (ANAYURT Gazetesi, 07 Nisan 2017 - Ankara)
DR. NİLÜFER GÜRSOY, ERTUĞRUL YALÇINBAYIR, Prof. Dr. METİN FEYZİOĞLU, MEHMET ARİF DEMİRER, GÜLSÜM BİLGEHAN VE HÜSAMETTİN CİNDORUK
***
“HAYIR” ATATÜRK’e SAYGILI CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR “HAYIR” DİYORLAR Mehmet Arif DEMİRER ANAYURT Gazetesi, 07 Nisan 2017“HAYIR”
ATATÜRK’e SAYGILI CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR “HAYIR” DİYORLAR
Mehmet Arif DEMİRER
Mehmet Arif DEMİRER
07 Nisan 2017
Türkiye’de yalnız demokrat olmak yeterli değil. Yalnız Cumhuriyetçi olmak da yeterli değil. Çünkü arkamızda Anadolu topraklarında yaşayan Türk insanını özellikle 19 uncu yüzyılın tamamında ve 20 inci yüzyılın başlarında perişan etmiş bir Osmanlı deneyimi var.
Nedense bugün Tek Adam’a yönelik anayasa değişiklik paketine EVET demeye hazırlananların çoğu aynı zamanda o Osmanlı’nın özlemi içindeler. Tabii bu Osmanlıcı EVETçiler aynı zamanda safkan ATATÜRK karşıtları.
İşte bu referandumda bu sayfalardaki HAYIR diyenler Cumhuriyetçi Demokratlar. ATATÜRK’e saygılılar, Cumhuriyet’in temel ilkeleri ile barışıklar, Milli İradenin milletin gücünden doğduğunu biliyorlar. Onun için de sınırsız demokratlar.
“HAYIR” derken EVET’in neler getireceğini ve de getirmeyeceğini çok iyi biliyorlar:
2019 seçimine (ya da ilk milletvekili seçimine) kadar seçim ve siyasi partiler yasası değişmeyecek.
Baraj Evren’in koyduğu yüzde on olarak kalacak.
Kolunu kanadını kendi kendine PKK için kıran HDP barajın altında kalacak.
AKP Meclis’te en büyük parti olacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı adayı seçilecek.
AKP milletvekilleri on beş yıldır olduğu gibi halkın seçeceği AKP’li Cumhurbaşkanı ne isterse en ufak bir itiraz olmaksızın yapacaklar.
AKP’li Cumhurbaşkanı bakanları ve yardımcılarını dilediği gibi atayacak, istediği zaman görevden alacak. Bu konuda hiç kimseye hesap vermek zorunda değil.
AKP’li Cumhurbaşkanı’nın atadığı bakanları denetlemek için yeni anayasadaki 300, 360 ve 400 gibi sayılar hiçbir zaman oluşmayacağı için kağıt üzerinde var gibi görünen denetim mekanizması asla işlemeyecek.
AKP’li Cumhurbaşkanı istediği zaman çok çeşitli konularda Kanun Hükmünde Kararname çıkaracak. Bunları iptal edecek herhangi bir kanun Meclis’ten zinhar çıkmayacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı yüksek yargıya dilediği kişileri atayacak/atanmasını sağlayacak.
Böylelikle AKP’li Cumhurbaşkanı yürütmenin Tek Adamı, AKP milletvekillerinin tamamının, eksiksiz olarak, desteği ile yasamanın da Tek Adamı olurken, atadığı yargıçlar ile yüksek yargıyı da denetiminde tutacak.
Menderes’in çok yanlış yorumlanmış bir sözü vardır. 29 Kasım 1955 gecesi haklarında yolsuzluk söylentileri bulunan DP’li üç bakanı istifaya zorladıktan sonra hükümetin tüm bakanlarını da istifa ettiren Demokrat Parti Grubuna söylemişti: “Siz o kadar güçlüsünüz ki, isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz.”
Bu söz, 537 milletvekili olan TBMM’nin mutlak çoğunluğunu (toplam milletvekili sayısının % 90’ını) oluşturan, 489 üyesi bulunan, ünlü DP Grubuna söylenmişti. Güç ölçüsünün tanımı idi. EVET çıkarsa o güç, gerçekleşmesi imkansız olan Hilafeti dahi geri getirebilecek güç, bu Anayasa değişiklik paketi ile 2019 seçimi sonunda gümüş değil altın tepsi üzerinde tek bir kişiye, AKP’li Cumhurbaşkanına, teslim edilmiş olacak.
Oysa bakınız bu konuda Gazi Mustafa Kemal 19 Ocak 1923 günü İzmit’te halk ile konuşurken neler söylemiş:
***
“…yakında çıkmış bir kitap gördüm. Bu kitaba vaz’ı imza edenin Hoca Efendilerden biri olduğunu anladım. O diyor ki, ‘Meclis Halifenindir.’
“EFENDİLER, BU KADAR SAKAT MANASIZ BİR ŞEY OLAMAZ. BU; DÜNYADA BENLİĞİNİ, İNSANLIĞINI VE HAKİMİYET-İ MİLLİYESİNİ ANLAMIŞ BİR HEYET-İ İÇTİMAİYENİN HİÇBİR VAKİT KABUL EDEMEYECEĞİ BİR SAFSATADIR.
“Meclis Halifenin değildir ve olamaz.
“Meclis yalnız milletindir. Ve ancak milletin vekillerinden mürekkeptir. Milletin verdiği salahiyet ve vezaifi ifa eden zevattan ibarettir. Binaenaleyh yalnız ve yalnız milletindir ve Meclis ancak milletin emrine mutavaat etmek mecburiyetindedir…
“O kitabı yazan Hoca Efendinin vezaif-i Hilafeti tetkik ve ifade etmek için karıştırdığı kitaplar Yezid zamanında yazılmış olan kitaplardır. O Yezid ki, Halife unvanı ile dünyanın en zalim ve müstebit hükümdarıydı. Binaenaleyh o kitaplarda vezaif-i Hilafet olarak yazılmış olan şeyler Yezid’in vezaif-i saltanat-ı müstebiddanesidir.”
***
İşte Gazi Mustafa Kemal’in 1923 yılında 8 milyonluk Türkiye için ret ettiği bir rejimi bu anayasa değişikliği ile 80 milyonluk Türkiye için getirmiş olacağız, eğer EVET dersek.
İşte ATATÜRK’e saygılı olan bizler, İkinci ve Üçüncü Cumhurbaşkanlarımızın torunu ile kızı, TBMM eski Başkanı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı, ilk AKP hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve ben 2019 seçiminde oluşacak bu Tek Adam Rejimini son derece tehlikeli gördüğümüz için, ATATÜRK’ün Cumhuriyet Devrimlerine sımsıkı bağlı olduğumuz için, Demokrat olduğumuz için, 16 Nisan’da HAYIR diyeceğiz.
Türkiye’de yalnız demokrat olmak yeterli değil. Yalnız Cumhuriyetçi olmak da yeterli değil. Çünkü arkamızda Anadolu topraklarında yaşayan Türk insanını özellikle 19 uncu yüzyılın tamamında ve 20 inci yüzyılın başlarında perişan etmiş bir Osmanlı deneyimi var.
Nedense bugün Tek Adam’a yönelik anayasa değişiklik paketine EVET demeye hazırlananların çoğu aynı zamanda o Osmanlı’nın özlemi içindeler. Tabii bu Osmanlıcı EVETçiler aynı zamanda safkan ATATÜRK karşıtları.
İşte bu referandumda bu sayfalardaki HAYIR diyenler Cumhuriyetçi Demokratlar. ATATÜRK’e saygılılar, Cumhuriyet’in temel ilkeleri ile barışıklar, Milli İradenin milletin gücünden doğduğunu biliyorlar. Onun için de sınırsız demokratlar.
“HAYIR” derken EVET’in neler getireceğini ve de getirmeyeceğini çok iyi biliyorlar:
2019 seçimine (ya da ilk milletvekili seçimine) kadar seçim ve siyasi partiler yasası değişmeyecek.
Baraj Evren’in koyduğu yüzde on olarak kalacak.
Kolunu kanadını kendi kendine PKK için kıran HDP barajın altında kalacak.
AKP Meclis’te en büyük parti olacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı adayı seçilecek.
AKP milletvekilleri on beş yıldır olduğu gibi halkın seçeceği AKP’li Cumhurbaşkanı ne isterse en ufak bir itiraz olmaksızın yapacaklar.
AKP’li Cumhurbaşkanı bakanları ve yardımcılarını dilediği gibi atayacak, istediği zaman görevden alacak. Bu konuda hiç kimseye hesap vermek zorunda değil.
AKP’li Cumhurbaşkanı’nın atadığı bakanları denetlemek için yeni anayasadaki 300, 360 ve 400 gibi sayılar hiçbir zaman oluşmayacağı için kağıt üzerinde var gibi görünen denetim mekanizması asla işlemeyecek.
AKP’li Cumhurbaşkanı istediği zaman çok çeşitli konularda Kanun Hükmünde Kararname çıkaracak. Bunları iptal edecek herhangi bir kanun Meclis’ten zinhar çıkmayacak.
AKP’li Cumhurbaşkanı yüksek yargıya dilediği kişileri atayacak/atanmasını sağlayacak.
Böylelikle AKP’li Cumhurbaşkanı yürütmenin Tek Adamı, AKP milletvekillerinin tamamının, eksiksiz olarak, desteği ile yasamanın da Tek Adamı olurken, atadığı yargıçlar ile yüksek yargıyı da denetiminde tutacak.
Menderes’in çok yanlış yorumlanmış bir sözü vardır. 29 Kasım 1955 gecesi haklarında yolsuzluk söylentileri bulunan DP’li üç bakanı istifaya zorladıktan sonra hükümetin tüm bakanlarını da istifa ettiren Demokrat Parti Grubuna söylemişti: “Siz o kadar güçlüsünüz ki, isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz.”
Bu söz, 537 milletvekili olan TBMM’nin mutlak çoğunluğunu (toplam milletvekili sayısının % 90’ını) oluşturan, 489 üyesi bulunan, ünlü DP Grubuna söylenmişti. Güç ölçüsünün tanımı idi. EVET çıkarsa o güç, gerçekleşmesi imkansız olan Hilafeti dahi geri getirebilecek güç, bu Anayasa değişiklik paketi ile 2019 seçimi sonunda gümüş değil altın tepsi üzerinde tek bir kişiye, AKP’li Cumhurbaşkanına, teslim edilmiş olacak.
Oysa bakınız bu konuda Gazi Mustafa Kemal 19 Ocak 1923 günü İzmit’te halk ile konuşurken neler söylemiş:
***
“…yakında çıkmış bir kitap gördüm. Bu kitaba vaz’ı imza edenin Hoca Efendilerden biri olduğunu anladım. O diyor ki, ‘Meclis Halifenindir.’
“EFENDİLER, BU KADAR SAKAT MANASIZ BİR ŞEY OLAMAZ. BU; DÜNYADA BENLİĞİNİ, İNSANLIĞINI VE HAKİMİYET-İ MİLLİYESİNİ ANLAMIŞ BİR HEYET-İ İÇTİMAİYENİN HİÇBİR VAKİT KABUL EDEMEYECEĞİ BİR SAFSATADIR.
“Meclis Halifenin değildir ve olamaz.
“Meclis yalnız milletindir. Ve ancak milletin vekillerinden mürekkeptir. Milletin verdiği salahiyet ve vezaifi ifa eden zevattan ibarettir. Binaenaleyh yalnız ve yalnız milletindir ve Meclis ancak milletin emrine mutavaat etmek mecburiyetindedir…
“O kitabı yazan Hoca Efendinin vezaif-i Hilafeti tetkik ve ifade etmek için karıştırdığı kitaplar Yezid zamanında yazılmış olan kitaplardır. O Yezid ki, Halife unvanı ile dünyanın en zalim ve müstebit hükümdarıydı. Binaenaleyh o kitaplarda vezaif-i Hilafet olarak yazılmış olan şeyler Yezid’in vezaif-i saltanat-ı müstebiddanesidir.”
***
İşte Gazi Mustafa Kemal’in 1923 yılında 8 milyonluk Türkiye için ret ettiği bir rejimi bu anayasa değişikliği ile 80 milyonluk Türkiye için getirmiş olacağız, eğer EVET dersek.
İşte ATATÜRK’e saygılı olan bizler, İkinci ve Üçüncü Cumhurbaşkanlarımızın torunu ile kızı, TBMM eski Başkanı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı, ilk AKP hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve ben 2019 seçiminde oluşacak bu Tek Adam Rejimini son derece tehlikeli gördüğümüz için, ATATÜRK’ün Cumhuriyet Devrimlerine sımsıkı bağlı olduğumuz için, Demokrat olduğumuz için, 16 Nisan’da HAYIR diyeceğiz.