İSTANBUL, EYLÜL 1955
Londra’daki Üçlü Kıbrıs Konferansı & 6 Eylül
Olayları
Uluslararası Kongreler – Dünya Bankası ve IMF Genel
Kurulu
Londra’daki Kıbrıs Konferansı &6 Eylül Olayları
Londra’daki Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Konferansı, 1 – 8
Eylül
1 Eylül: Heyet Başkanı Zorlu tarafından Kıbrıs Tezinin
Açıklanması
5/6 Eylül: Selanik’te ATATÜRK Müzesinde Bomba Patlaması
6 Eylül: İstanbul’da Olaylar ve saat 24:00’de Sıkı
Yönetim ilanı
7 Eylül: Olaylar nedeniyle oluşan molozların
temizlenmesi, yolların açılması
8 Eylül: Konferans, Olaylar nedeni ile Sonuç Bildirisi
yayımlamadan dağılıyor
Kongreler
Kriminal Polis Komisyonu (İNTERPOL) 24. Kongresi, 5 – 9
Eylül
UNESCO Hukuki İlimler Cemiyeti Kongresi, 5 – 9 Eylül
Dünya Bankası ve IMF, X. Genel Kurulu, 12 – 16 Eylül
Bizans Tetkikleri X. Kongresi, 15 – 21 Eylül
Üniversiteler 2. Kongresi, 19 – 23 Eylül
Uluslararası Karayolları Derneği X. Yol Kongresi, 26
Eylül – 30 Eylül
Eylül ayı içinde diğer önemli olaylar
8 – 24 Eylül: Irak Başbakanı Nuri es Said’in Eşi ile
İstanbul Ziyareti
18 – 25 Eylül: Bayar ve Zorlu Resmi bir ziyaret amacı ile
Tahran’a gidiyorlar
23 Eylül: Pakistan, Bağdat Paktı’na katılacağını ilan
ediyor
(İran 3 Kasım 1955’de katıldığını açıklayacak)
23 Eylül: Burdur Şeker Fabrikasının Açılışı
28 Eylül: Susurluk Şeker Fabrikasının Açılışı (Beş gün
ara ile iki yeni fabrika)
30 Eylül: MİGROS İstanbul’da kamyonlarla çalışmaya
başlıyor
BÖLÜM I
Londra’daki Kıbrıs Konferansı & 6 Eylül Olayları
Londra’daki Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Konferansı, 1 – 8
Eylül
1 Eylül: Heyet Başkanı Zorlu tarafından Kıbrıs Tezinin
Açıklanması
5/6 Eylül: Selanik’te ATATÜRK Müzesinde Bomba Patlaması
6 Eylül: İstanbul’da Olaylar ve saat 24:00’de Sıkı
Yönetim ilanı
7 Eylül: Olaylar nedeniyle oluşan molozların
temizlenmesi, yolların açılması
8 Eylül: Konferans, Olaylar nedeni ile Sonuç Bildirisi
yayımlamadan dağılıyor
BÖLÜM I Gazeteleri
Cumhuriyet, 15 Aralık 1954 (Yunanistan’ın BM’de Hezimeti)
Cumhuriyet, 16 Aralık 1954 (Selanik’te ATATÜRK Müzesine
Saldırı)
ZAFER, 2 Eylül 1955 (Londra Konferansı’nda Türkiye’nin
Yeni Kıbrıs Tezi)
VATAN, 2 Eylül 1955 (Londra Konferansı’nda Türkiye’nin
Yeni Kıbrıs Tezi)
Milliyet, 2 Eylül 1955 (“Muhtariyet ve ilhak taleplerini
reddettik”)
Milliyet, 3 Eylül 1955 (“müzakerelerin seyri Atina’da
şaşkınlık yarattı”)
Milliyet, 4 Eylül 1955 (Zorlu: “Kıbrıs’ta tedhişe asla
müsaade etmeyeceğiz”)
Cumhuriyet, 2 Eylül 1955 (Türkiye’nin Yeni Kıbrıs Tezinin
Açıklanması)
ULUS, 2 Eylül 1955(“Kıbrıs hakkında son sözümüz”)
ULUS, 4 Eylül 1955 (“Tezimiz İngiltere’de müspet tesir
bıraktı”)
ULUS, 5 Eylül 1955(“İngiltere yalnız bize güveniyor”)
İstanbul EKSPRES, 6 Eylül 1955 (“Atamızın Evi Bomba ile
hasara uğradı”)
Yeni Asır, 7 Eylül 1955 (“…İstanbul’da muazzam feveran !”)
ZAFER, 7 Eylül 1955 (Sıkı Yönetim. Olay yok)
Yeni Asır, 8 Eylül 1955 (Sıkı Yönetim. Beyoğlu’nda
tanklar)
VATAN, 9 Eylül 1955 (Yedinci sayfada çok önemli bir
haber. Gizli kalmış)
Yeni Sabah, 5 Haziran 1960 (Fuat Köprülü’nün
Menderes-Zorlu Husumeti)
NOTLAR:
7 Eylül günü Olay yoktu. Sıkı Yönetim vardı. “6/7 Eylül
Olayları” deyimi yanlıştır.
1955 yılında İstanbul’da Rumca konuşan nüfus 90 bindi.
Bunun 17 bini Yunan uyruklu (Yunan pasaport sahibi) Elenler idi.Elenler, 1930
İnönü-Venizelos Antlaşması kapsamında İstanbul’da yaşayabiliyor, taşınmaz
edinebiliyor, işyeri açabiliyordu.
GİRİŞ
6 Eylül 1955 Olayları ile ilgili yayımlanmış üç kitabım:
1995 2005 2009
1995 yılında yayımlanan kitapta Olayları ve Yassıada’daki
hukuk rezilliğini tüm ayrıntıları ile verdim. Kitap büyük ölçüde 1994 yılının
ikinci yarısında yazıldı. O tarihte hayatta olan ve Olaylarda yer almış herkes
ile söyleşiler yaptım. Tümünü yayımladım. Üç çarpıcı örnek:
1955 Eylül ayında İstanbul Emniyet Müdürü Alaeddin Eriş: “Menderes’e
kırgın gidiyorum. O gece Vilayet’e döndükten sonra elimi sıkmadı. Oysa ben
‘Aferim’ bekliyordum. Elimdeki az sayıdaki polislerin yarısı ile Patrikhane’nin
diğer yarısı ile de yabancı konsoloslukların etrafında etten duvarlar örmüştüm.
Tek bir cam bile kırılmamıştı.” (A. Eriş kısa bir süre sonra ölmüştü.)
Olaylarda İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Necdet Uğur,
yazılı ve imzalı: “Kendiliğinden başlamış, kısa bir süre için kontrol dışına
çıkmıştır.” (Ecevit’in M. Eğitim Bakanı olmuştu.)
Orgeneral Yirmibeşoğlu: “Ben öyle bir şey söylemedim.” Olayları
Özel Harp Dairesinin tertiplediği hakkında iddia edilen beyanı ile ilgili
olarak.
Kitabın son sayfalarında Atina’dan Gelen Cevap başlığı
altında 31.12.1994 tarihli bir mektubu yayımlamıştım. Mektubun son
paragrafından alıntı:
“Bilindiği gibi, 6/7 Eylül Olaylarına rağmen Rum
seçmenler 1957 seçimlerinde, büyük bir çoğunlukla yenidenDemokrat Parti’ye oy
vermişlerdir… Demokrat Parti ‘Ehven-i Şer’ kabul edilmiştir.” İmza: Mihail
Vasilliadis. (Bugün, 2018 Eylül ayında, ApoyevmatiniYöneticisi.
1995 kitabımda vardığım sonuç: Olaylar Türkiye’de
olmuştur. Yapanlar (Tahrip ve Talan) biz Türklerdik. Tertipleyen ise
meçhul.
2005 yılında yayımlanan kitapta Yassıada Davası hakkında
Anayasa Mahkemesi nezdinde açılmasını sağladığım İade-i Muhakeme Davasının
öyküsünü anlatmış, Olayların Ellinci Yılında yine yanlış yunnuş yazan köşe
yazarlarımızdan örnekler vermiş ve bir soru ile son noktayı koymuştum: Hangi
Derin Devlet ?Ayrıca İstanbul Ekspres Yazı İşleri Müdürü Gökşin Sipahioğlu’nun
bir derin devlet ilişkisi olup olmadığı konusuna işaret etmiştim.
2009 yılında yayımlanan Zorlu kitabımda ve o tarihten
sonra yazdığım tüm yazılarda, Mahmut Dikerdem’in anılarına dayalı olarak,Londra’dakiKonferans’ta
7 Eylül 1955 sabahı Yunan Dışişleri Bakanının suskunluğuna (olayları hiç
duymamış gibi davranmıştı) işaret ederek, Gökşin Sipahioğlu’nun kişiliğini daha
da sorgulayarak, Derin Devletin adını koymuştum: Yunan !
Şimdi GİRİŞ’i noktalıyor ve Londra’daki Üçlü Konferans
ile Olaylarınperde arkasını anlatmaya başlıyorum.
Kıbrıs ile ilgili Londra Konferansı. 29 Ağustos – 8 Eylül
1955
Ev Sahibi: Birleşik Krallık, Katılanlar: Türkiye ve
Yunanistan
İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı Londra’da bir Kıbrıs
Konferans’ına neden davet etti?
1 Nisan 1955 tarihinden itibaren, başlarında bir Yunan
muvazzaf (halen görevde) Albay (Grivas) bulunan EOKA örgütü üyeleri teröristler
Ada’da güvenlik güçlerine saldırmaya başlamışlardı. Önce İngiliz asker ve
ailelerine ardından çoğu Türk olan polislere.
Yunanistan, bir albayını görevlendirerek, “Git Ada’da bir
terör örgütü kur, insan öldür” demek noktasına 15 Aralık 1954 günü Kıbrıs
konusunda uğradığı hezimetten sonra gelmişti:
15 Aralık 1954 16 Aralık 1954
15.12.1954 New York’da hezimet. Bir gün sonra Selanik’te
ATATÜRK Müzesine saldırı. Bu, Yunanistan’ın Selanik’te kaydedilmiş birinci
sabıka kaydıdır: Hezimet yaşandığında otomatik tepki: ATATÜRK Müzesine saldırı.
Türklerin en hassas oldukları konu.
Diplomasi ile bir yere varamayacağının idraki ile Ada’da
EOKA terör örgütünü organize ederek eylemlere geçiren, Yunanistan’ın bu hamlesi
Ada’daki iki toplum arasında çok gergin bir ortam oluşturmuştu, EOKAcılar, Türk
polislerini de öldürmeye başladıkları için.
İşte, İngiltere’yi Türkiye ve Yunanistan’ı Kıbrıs
konusunu tartışmak üzere Londra’da bir konferansa davet etmesinin nedeni
Ada’daki bu gergin ortamdı.
Menderes, daveti derhal kabul etmiş, Zorlu’yu Başbakan
Yardımcısı görevinden almış, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü’yü Başbakan Yardımcılığına
kaydırmış, Dışişleri Bakanlığı vekaletini kendi üzerine almıştı. Menderes,
Zorlu’yu Bakanlık vekili ve Londra’ya gidecek heyetin başkanı olarak atayarak parti
içi dengeleri korumaya özen göstermişti. Bu olaydan sonra Zorlu fiilen
Dışişleri Bakanı idi. Köprülü, bu durumu kabullenememiş ve içinde Menderes ve Zorlu’ya
karşı derin bir öfke ve husumet beslemeye başlamıştı. Bu husumet, 4 Haziran
1960 günü yaptığı gerçekdışı bir açıklama (Bkz. Sayfa 17’deki 5.6.1960, Yeni
Sabah) ile 6 Eylül Olaylarının Yassıada’da dava konusu olmasına neden olmuştu.
Dışişleri Bakanlığı’nda oluşturulan yeni Kıbrıs Masası
diplomatları tarafından hazırlanan Türkiye’nin Kıbrıs Tezi, Londra’da
Konferansta Zorlu tarafından 1 Eylül’de açıklanacaktı:
Tezin Özeti: “Eğer Birleşik Krallık Hükümeti, Türkiye’nin
Lozan’da bu ülkeye devrettiği Kıbrıs egemenliğini kısmen veya tamamen devretmek
isterse, Ada’nın egemenliği eski sahibine döner. Lozan’da imzalanan Egemenlik
Devri Belgesi iki imzalı idi: Türkiye ve Birleşik Krallık. Yunanistan,
Kıbrıs’ta taraf değildir.”
Konferans’ı iki gazeteci şahsen izliyordu: VATAN
Başyazarı Ahmed Emin Yalman ve Milliyet muhabiri Sami Kohen.
Sami Kohen’in bu açıklamasını Türk medyası 27 Mayıs’tan
sonra oluşturulan bilgi kirliliği nedeniyle görmezlikten gelerek Olayların,
Zorlu’nun talebi üzerine Menderes tarafından tertiplendiğine inanmış ve her yıl
6 Eylül’de kendi kalemize bol bol gol atmıştır.
Sami Kohen’i kutluyor, Türk medyasında 27 Mayıs edebiyatı
çerçevesinde yazılar yazanları da kınıyorum.
Diğer gazetelerden örnekler:
Vatan, Milliyet,
Cumhuriyet gibi gazetelerin dışında Konferans’ı doğru yansıtan bir başka gazete
de CHP’nin ULUS Gazetesi idi:
Selanik’teki bomba olayını abartılı bir şekilde veren
gazete (Yazı İşleri Müdürü Gökşin Sipahioğlu. Daha sonra Paris’te haber ve
fotoğraf ajansı, SIPA, sahibi oluverdi.)
Bu gazete Milli Kütüphanede yoktu. 1995 yılında Sipahioğlu’na
Paris’te ulaştım ve istedim. Gönderdi. Telefonda, bir açıklama ile kafa
karıştırarak sordu: “Her şeyi yazacak mısın?” “Evet” cevabım üzerine, devam
etti: “Olayları Milli Emniyet’in tertiplediğini de yazacak mısın?”
OLAYLAR
6 Eylül 1955;
Saat 18:00 - 20:00
Üniversite öğrencilerinin Beyoğlu’nda, Taksim’e kadar
Selanik’te bomba olayını protesto yürüyüşü. Herhangi bir olay yok.
Saat 20:00 – 22:00 (Hava kararıyor)
Beyoğlu, Taksim (Ankara Pazarı, sahibi Rum) ve
Osmanbey’de (Haylife Pastanesi, sahibi Rum) bazı işyerlerinin vitrinlerinin
kırılması. Aktörler: İşçiler ve işsiz gençler. Türkler.
Saat 22:00 – 24:00
Tahrip edilen vitrinlerden mal kaldırılması. Aktörler:
Köyden gelmiş, varoşlarda yaşayan, kırsal kökenli T.C. vatandaşları. Türkler.
NOT: Olaylar 4 saat sürmüş, 4 saat gecikmeli gelen
askerler gece yarısı duruma hakim olmuşlardır. Valilik, I. Ordu Komutanından,
saat 20:00 belirlenen yerlere gelerek konuşlanmak üzere 19 Tabur (on dokuz bin
asker) istemişti, yazılı olarak.
Zorlu’nun 8 Eylül akşamı otel lobisinde kendisine sorular
yönelten Yunan gazetecilerle yaptığı önemli konuşmanın haberini Ahmed Emin
Yalman, İstanbul’a telgrafla geçiyor. Haber, 9 Eylül günü VATAN Gazetesinin
ancak 7inci sayfasında yayımlanabiliyor. Zorlu, çok sert bir şekilde
Yunanistan’ı suçluyor. Başka gazetelerde bu konuda bilgi yok. Bu ↓ da adeta
gizlenmiş gibi.
8.9.1955 akşamı Londra SAVOY oteli. Zorlu, herkesin
içinde gerçeği söyledi.
Ahmed Emin Yalman da yazdı.
Ama o Eylül ayının çok yoğun ortamında unutuldu gitti. Ta
ki, 2005 yılında ben
“Hangi derin Devlet?”
diye sorana kadar…
Ahmed Emin Yalman’ın son paragrafını BOLD veriyorum,
nasıl bir adamı astıklarını bi daha bi daha göstermek için:
“Zorlu ile arkadaşları büyük bir vatanseverlik ve
dirayetle, geceli gündüzlü çalıştılar. Mevcut şartlar altında azami neticeleri
almışlardır. Var olsunlar”
Ahmed Emin Yalman’ın 8.9.1955’te çektiği ve 9.9 günü
VATAN’da yayımlanan, ancak daha sonra unutulan, bir telgrafta Zorlu, 6 Eylül
Olayları hakkında Yunanistan derin devletini bkz. nasıl suçlamış:
“Dün akşam Devlet Vekili ve Hariciye Vekaleti vekili
Fatin Rüştü Zorlu, saat 20’yi geçerek Konferans’tan döndü. Hepimiz otelde
bekliyorduk. Heyecanla etrafını aldık.
“Yunanlı gazeteciler arasında heyetimizle daima teması
muhafaza eden Etnos muhabiri Agiagyris bizimle beraber Zorlu’nun dönüşünü
bekliyordu. Yunanlı gazeteci Zorlu’ya sordu:“Şimdi ne olacak?”
“Zorlu: “Bunu Size sormalı !
“Yunanistan’da sefaretimiz, konsolosluklarımız polis
muhafazası altında,
“Memleketimizde Örfi İdare ilanına mecbur olduk,
“Kıbrıs’ta çıkarılan gürültüleri (EOKA’nın faaliyetleri) bastırmak
üzere İngiltere oraya asker yolluyor
“Müşterek tehlikeler karşısında ittifak etmiş olan üç
müttefik arasındaki münasebetin tabii manzarası bu mu olmalı? Bütün bu işlerde
fiili ve suçlu rol sizden geliyor. Bir müttefikten (İngiltere) toprak almağa
kalkıştınız. Diğer müttefiğin(Türkiye) emniyetini tehdit ettiniz. Sabrını
tükettiniz. Aramızda bu kadar zahmetle kurulan dostluğu yıktınız.
“Bütün ikazlarımıza rağmen Kıbrıs’ta ve her tarafta tahriklerinize
devam ettiniz. Kıbrıs’ta çıkardığınız tedhiş (terör) hareketlerinde rol
alanları radyolarınız, ‘Bir düzine vatansever’ diye övdü. Biz dostluğu korumak
endişesiyle her türlü nümayişi önlemeye uğraşırken Yunanistan iki müttefiğin
aleyhine hareketleri teşvik etti, heyecanları bile tutuşturdu.”
“Muhabir sordu:“Stefanopulos ile bunları konuşup
kırılanları tamir etmeğe çalışsanız doğru olmaz mı?”
“Zorlu şu cevabı verdi: “Yunanistan müttefikleri aleyhine
ilhaklar yapmaya çalışmaktan ve müşterek emniyetimizi tehdit etmekten
vazgeçmeye karar verip bunu fiilleriyle belirtirse, aramızdaki müşterek
alakaların icabına göre hareket edip normal münasebete dönmek güç olmaz. Feci
neticeleri düşünmeyip dostlukları kundaklayan Yunanistan’dır. Bu çıkmazdan
kurtulmamız için ilk teşebbüsün ondan gelmesi zaruridir. Dağılan Kıbrıs
Konferansı’nda ancak müşterek emniyetin korunması endişesiyle hareket eden
Türkiye bu dava hesabına mühim neticeler alınmasına amil olmuştur. İngiltere;
tereddütten kurtulmuş, mesuliyetinin icaplarını yerine getirmeye azimle
koyulmuştur, Yunanistan’ın zorlamaya çalıştığı kapıların kapalı olduğunu ve
öyle kalacağını, şımarıklığın para etmeyeceğini görmüştür.”
YORUM:Ahmed Emin Yalman’ın bu telgrafıVATAN’ın yedinci
sayfasına yetiştirilebilmişti. Olayların çok hızlı gelişmesi ve o yıl Eylül
ayında İstanbul’da Dünya Bankası ve IMF’in 10. Genel Kurul Toplantısı yanı sıra
ayrıca beş uluslararası kongrenin toplanması, Zorlu’nun bu son derece önemli
suçlamasının göz ardı edilmesine neden olmuştu. Oysa 8 Eylül akşamı Londra’da
ZORLU Yunan gazetecisine çok açık konuşmuştu: “DOSTLUĞU YIKTINIZ, SUÇLUSUNUZ;
FİİLİ VE SUÇLU ROL SİZDEN GELİYOR”AhmedEmin Yalman, Zorlu’nun bu suçlamasını
(bence) o günün koşullarında büyütmek istememiştir.1955 yılında kimin aklına
gelebilirdi ki; dört buçuk yıl sonra Köprülü’nün suçlaması, Yassıada’daki dava
ve Zorlu ile Menderes’in mahkumiyeti ile durup dururken, kendi alnımıza daha
sonra POGROM diye tanımlanacak bir leke süreceğimiz?
6 EYLÜL 1955 GECESİ YAŞANAN OLAYLARLA İLGİLİ GENEL
DEĞERLENDİRME
1955 yılı Eylül ayında Türkiye hala daha Yunanistan ile
ilişkilerinde dikkatli davranıyor, iki komşu ve NATO ülkesinde uluslararası
nitelikte bir ihtilafa neden olacak taraf durumuna düşmemeye özen gösteriyordu.
Bu nedenle ve gündem gerçekten çok yoğun olduğu için Zorlu’nun Yunan gazeteciye
söyledikleri manşetlere taşınmadı ve büyütülmedi.
1955 yılı Eylül ayında İstanbul’da yaşayan Rumlar dahil
hiç kimse Olayları T. C. Hükümetinin tertip ettiğini, etmiş olabileceğini,
iddia değil, ima dahi etmiyordu.
1957 seçimlerinde Adana ve Ankara’yı kaybeden Demokrat
Parti, İstanbul’u, Rumların tulum oyları sayesinde, kazandı ve listesindeki üç
Rum aday T. C. Milletvekilleri olarak TBMM’ne girdiler. Suçlama, 4 Haziran 1960
tarihinde DP’nin dört kurucusundan biri olan Ord. Prof. Fuat Köprülü’den geldi.
Oğlunun Olaylarda DP İstanbul İl Başkanı olduğunu unutarak (?) ve kendi oğlunu dahi
tehlikeye atarakEK – 1’deki (sf. 17) iddiayı manşete taşıdı. Yassıada’daki dava
daKöprülü’nün bu iddiası nedeniyle alelacele açıldı ve bir yanlışlık soncu
kendisi de sanık oldu.
Üç kitabım, sayısız makalelerim ve televizyonlardaki
tartışmalarım nedeniyle ezberlemenin ötesinde adeta ‘içinde yaşadığım’ Olaylar
hakkında vardığım nihai aşama:
Tahrip (vitrinlerin kırılması, ufak tefek yangına
dönüşebilecek ama dönüşmeyen eylemler vd.) 6 Eylül 1955 gecesi, hava
karardıktan sonra saat 20:00 – 22:00 arasında;Talan (22:00 – 24:00 arasında
tahrip edilen dükkanlardaki mallara el koyma) gece yarısı askerin gelmesi ile
sona erdi.
Valiliğin yazılı olarak saat 20:00’de belirlenen yerlerde
bulunmasını talep ettiği 19 bin asker hem daha az sayıda hem de 4 saat geç
geldi.Tahrip-Talan da o 4 saatte yaşandı.
7 Eylül sabahı Londra’daki Konferansta Yunan Dışişleri
Bakanı suskun kaldı, Olayları hiç duymamış gibi davrandı. (Kaynak: Dikerdem, Ortadoğu’da
Devrim Yılları, 1977)
İstanbul Ekspres Gazetesi yazı işleri müdürü Gökşin
Sipahioğlu ayda 500-600 lira ücreti olan ikinci sınıf bir gazeteci idi.
Olayları ölçüsüz bir şekilde abartılı olarak verdi. Bir süre sonra Fransa’da
büyük bir haber ajansı (SIPA PRESS) sahibi oldu.Nasıl ???
Sipahioğlu, Olaylar hakkında ne zaman konuştu ise değişikve
çelişkili şeyler söyledi.
Hükümet, Olaylar nedeni ile Hasar Tespiti çalışmaları
yaptırdı ve yaklaşık 60 milyon lira (20 küsur milyon dolar) tazminat ödedi.
Londra Konferansı Türkiye açısından çok başarılı
geçmişti. Eğer normal bir şekilde bir Sonuç Bildirisi yayımlanarak sona erse
idi, Kıbrıs konusunda sadece Birleşik Krallık ve Türkiye’nin ‘Taraf’ oldukları
tescil edilmiş olacak, Birleşik Krallığın Ada üzerindeki egemenliğinden kısmen
veya tamamen vaz geçmesi durumunda Ada’da yalnız Türkiye’nin söz ve hak sahibi
olduğu ilan edilecekti.
Olayları (Tahrip ve Talan) biz Türkler, Türk T. C.
Vatandaşları yaptık. NOKTA.
Olayları kim tertipledi? Yassıada’daki İddia: Zorlu’nun
Londra’dan çektiği 28.8.1955 tarihli telgrafa dayalı olarak DP Genel Başkanı
Menderes ve T. C. Hükümeti.
Türkiye’nin, Londra’daki Konferans’ta sonuç bildirisinin
yayımlanmasını tehlikeye sokacak bu tür olaylara ihtiyacı var mıydı? Zerre
kadar yoktu. Yine NOKTA.
Londra Konferansı’nın sonuç bildirisi yayımlamadan
dağılması kimin işine yarayabilirdi ve de yaradı? Yunanistan’ın. Bu hedefe
yönelik olarak Yunan Derin Devleti 3-5 Eylül günleri fazla mesai yaptı. Hem
Selanik’teki bomba olayını organize etti hem de o bomba olayını ve Gökşin
Sipahioğlu’nu kullanarak hedefine ulaştı. SON NOKTA.
BÖLÜM I – EK
FUAT KÖPRÜLÜ’nün MENDERES ve ZORLU HUSUSMETİNİN SONUÇLARI
Fuat Köprülü (1890 – 1966) Demokrat Parti’nin 4 kurucu
üyesinden biri, 14 Mayıs 1950 seçiminden önce partinin dış politika sözcüsü
idi. Ordinaryüs profesörlük unvanını kazanmış değerli bir akademisyen idi. 22
Mayıs 1950 günü kurulan Menderes hükümetinde Dışişleri Bakanı olmuştu. Oysa beklentisi
Başbakanlıktı.
Dışişleri Bakanlığı’nda Menemencioğlu ekolünde yetişen
genç (40 – 45 yaşlarında) diplomatlar, üst düzey görevlere gelmeye
başlamışlardı. En çarpıcı örnek ekonomik ilişkilerden sorumlu genel müdür Fatin
Rüştü Zorlu idi. 4 Temmuz 1948 tarihinde ABD ile imzaladığımız Ekonomik İş
Birliği Antlaşmasını (Türkiye’nin Marshall Planı kapsamına alınmasına ilişkin,
ilk dilimi 10 milyon dolar olan antlaşma) Bakan Necmettin Sadak ile birlikte Genel
Müdür olarak imzalamıştı.
Köprülü, Kıbrıs konusunda, CHP hükümetlerinin sürdürdüğü
(“Kıbrıs Birleşik Krallığın sorunudur. Türkiye’nin Kıbrıs diye bir sorunu yoktur.”)
şeklinde özetlenebilecek pasif politikaya devam etmek niyetinde idi. Yunanistan
ise 1954 yılının ikinci yarısının başında Kıbrıs konusunu Birleşmiş Milletlere
(BM) taşımaya hazırlanıyordu.
Bunu öğrenen Zorlu (2 Mayıs 1954 seçimlerinde
milletvekili ve Başbakan Yardımcısı olmuştu), mutlaka daha aktif bir politika
izlenmesi gerektiğine inanarak, Bakanı da baypass ederek, BM nezdindeki
temsilcimiz Selim Sarper ve diğer büyükelçiler ve Bakanlık üst düzey
diplomatları ile dolaysız temasa geçmiş, talimatlar vermişti.Bu da Köprülü’yü
kızdırmıştı.
Zorlu’nun çabaları ve ABD ile İngiltere diplomatları ile
iş birliği yapılması sonunda Yunanistan 15 Aralık 1954 tarihinde BM’de hezimete
uğradı, sayfa 4.
1955 yılında İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ı Kıbrıs
konusunda üçlü bir konferansa davet edince Menderes, Fuat Köprülü’yü Başbakan
yardımcılığına getirdi, Dışişleri Bakanlığını kendi üzerine aldı ve Londra’daki
Konferans’a gidecek Zorlu’yu Bakanlık Vekaletini vererek Konferans Heyeti
Başkanı olarak atadı. Bütün bunlar Köprülü’nün Menderes ve Zorlu husumetini
derinleştirdi. 27 Mayıs’tan 7 gün sonra, 4.6.1960’da ‘husumet bardağı’taştı !
Köprülü’nün Yeni Sabah’ta manşet olan bu ihbarı, Rumların
ve Yunanistan’ın 6 Eylül Olayları hakkında bir şikayetleri dahi yok iken,
Darbecilerin, panik içinde acele bir dava dosyası açmalarına ve Menderes ve
Zorlu başta olmak üzere çok sayıda kişinin Yassıada’da tutuklu olarak
yargılanmalarına neden oldu. Muhbir Köprülü bile sanık olarak yargılandı.
5 Ocak 1961’de Yassıada’daki Yüksek Adalet Divanı kararı
ile T. C. Dışişleri Bakanı ile Başbakanı Olayları tertiplemek suçundan mahkum
oldular. O karardan sonra dünya kamuoyunda Olaylar ‘Rum Karşıtı Nümayiş’ yerine
POGROM oldu, terfi etti, Köprülü sayesinde ! Oğlu da bir gün sonra Kurucu
Meclis Üyesi oldu, en yüksek devlet maaşı ile.
BÖLÜM II
1955 YILI EYLÜL AYINDAİSTANBUL’dakiULUSLARARASI TOPLANTILAR
Kriminal Polis Komisyonu (İNTERPOL) 24. Uluslararası
Kongresi, 5 -9 Eylül.43 ülkeden 130 delege
UNESCO Hukuki İlimler Cemiyeti Kongresi (Konferansı) 5 –
9 Eylül
80 Delege
Dünya Bankası ve IMF X. Genel Kurulu, 12 – 16 Eylül
58 ülkeden temsilciler, aralarında 22 Maliye Bakanı var.
Milletlerarası Bizans Tetkikleri 10. Kongresi, 15 – 21
Eylül
20 ülkedenyaklaşık 400 delege
Milletlerarası Üniversiteler Derneği 2. Kongresi, 19 – 23
Eylül
Ülkeden 270 delege
Karayolları 10. Kongresi, 26 Eylül – 30 Eylül 37 ülkeden
yaklaşık 1 100 delege (eşleri ile birlikte)
***
30 Eylül’de kongreler sona ererken İstanbul’da yeni bir
dönem başlıyordu: Migros’lu Yaşam
Galata Köprüsü’nde Migros Show, 30 Eylül Migros’un ilk kamyon filosu
Mahalleye kadar gelen hizmetten memnundu İstanbullular …
EYLÜL AYINDA İSTANBUL’DA TOPLAN KONGRELER
5 Eylül 1955, Milletlerarası Kriminal Polis komisyonu 24.
Genel Kurul Toplantısı
“Milletlerarası Kriminal Polis Komisyonunun 24 üncü
umumi heyet toplantısı bugün saat 9.30 da Şale köşkünde Dahiliye Vekili Dr.
Namık Gedik tarafından açılmıştır.Milletlerarası KriminalPolis Komisyonunun
24 üncü umumi heyet toplantısında 43 millete mensup 130 delege ile
milletlerarası teşekküller temsilcileri katılmaktadır.”
Kaynak: Ayın Tarihi Dergisi, Eylül 1955
Toplantı 9 Eylül günü sona ermiştir. Komisyon 1956
toplantısında adını Milletlerarası Kriminal Polis Organizasyonu (International
PoliceOrganization) olarak değiştirmiş, kısa adı INTERPOL olmuştur. (Kaynak: INTERPOL)
5 Eylül 1955, UNESCO Beynelmilel Hukuki İlimler
Cemiyeti’nin Kongresi
“Unesco'ya bağlı Beynelmilel Hukukî İlimler Cemiyetinin
(International Legal SciencesAssociation) İstanbul Kongresi bugün İstanbul
Hukuk Fakültesinde Adliye Vekili Osman Çiçekdağ'ın
bir hitabesiyle açılmıştır.
“Dünyanın en değerli ilim adamlarını sinesinde toplayan
bu teşekkülün İstanbul toplantısına muhtelif yabancı memleketlerden 30
ilim adamı ve 50 hukukçusu iştirak etmektedir.
“Teşekkül, bu toplantısı için müzakere mevzuu olarak
yabancı bir hukukun iktibasında rastlanan sorunlar ve bunların çözüm yolları
konusunu ele almıştır. Bu suretle Türkiye'nin İstiklâl
Mücadelesinden sonra tahakkuk ettirdiği hukuk devriminin ilmî bakımdan
incelenmesi ve bundan yabancı hukuk muhitleri için istihraç olunması (çıkarılması)
gerekenbilimsel sonuçlar tespit edilmiş olacaktır.
[1]”
(Kaynak: Ayın Tarihi Dergisi, Eylül 1955 ve Kaynakçada verilen Prof. Lipsteinve
Prpf. Hamson Makaleleri)
ARA YORUM: Fuat Köprülü’nün, 17. Sayfadaki, 4 Haziran
1960 tarihli ihbarı ile Yassıada’daki 6/7 Eylül Davasının İddianamesine göre
Zorlu - Gedik – Menderes üçlüsünün;
130 INTERPOL Kongre Delegelerinin ve
UNESCO’nun, “dünyanın en değerli hukuk bilim adamlarının”
gözlerinin önünde,
12 Eylül günü başlayacak olan ve 58 ülkenin üst-düzey
maliyecilerinin (22’si Bakan) katılacakları Dünya Bankası ve IMF’in X. Genel
Kurul toplantısının hemen öncesinde,
İstanbul’un merkezinde (Tünel – Taksim – Osmanbey
arasında) Tahrip ve Talan eylemleri içeren 6 Eylül Olaylarını planlamış,
Yassıada sözcüğü ile ‘tertiplemiş,’ olmaları için cinnet getirmiş olmaları
gerekmektedir.
1955 yılında Menderes Hükümeti’nin başlattığı önemli enerji
ve altyapı yatırımlarını süratle tamamlayabilmesi için acilen 300 milyon dolar
krediye ihtiyacı vardı. Bu kredi ABD’den istenmiş ve ret edilmişti. Ayağına
kadar gelecek yirmi iki büyük ülke Maliye Bakanlarının ziyaretinden 6 gün önce
nümayiş tertiplemek kadar mantık dışı bir şey olabilir mi?
12 - 16 Eylül 1955, Dünya Bankası ve IMF’in X. Genel
Kurul Toplantısı
6 Eylül Olaylarını Görüşmek üzere TBMM Toplanıyor,
Dünya Bankası ve IMF’in X. Genel Kurulu Açılıyor, 12
Eylül
Türkiye – Dünya Bankası İlişkileri – 1, Nihat Erim’in Günlükler’inden
alıntı:
30 Ocak 1949 – Erim, 16 Ocak’ta kurulan Ş. Günaltay
Hükümeti’nde Başbakan Yardımcısı:
““Hükümet çalışmaya başladı. ‘Devlet Planı’ yaptırmak üzere
Amerika’dan mütehassıs getirme fikrini ortaya attım. Getireceğiz…”
27 Aralık 1949:
“Devlet Planı işini elden bırakmadım. Fakat maalesef bir
senedir bir mütehassıs getirtemedik. Amerikalılar bizi oyaladı. Önce maliye
profesörü ŞikagoluMrBlough’a ümit bağladık. O geldi. ‘Ben plan işinden anlamam’
dedi. Sonra ‘Dünya Bankası’ndan gönderilecek Mr. Barker adında biri bu işi
yapacak’ dediler. Adam geldi. Ben konuştum. Kendisinden ne beklediğimizi
anlattım. Anlamış göründü. Fakat bir ay kadar memleketi dolaştıktan sonra
Ankara’ya gelip bizi görmeye lüzum duymadan Amerika’ya döndü…
“Amerikalı mütehassıs istiyorum. Çünkü para almak, kredi
bulmak, için Amerikalılar kendi mütehassıslarının raporuna itibar ediyorlar...”
14 Eylül 1955
Türkiye-Dünya Bankası İlişkileri – 2, Menderes ve
Dövizler – Dünya Bankası Olayı
Barker Raporu hakkında Menderes’in 10 Haziran 1958 günü
TBMM DP Grubu’ndaki açıklaması. (Menderes, Dünya Bankası’nın dayatmasına rağmen
Raporu rafa kaldırmıştı.)
“… Barker Heyeti diye bir heyet gelmiş, tetkikat yapmak
istemişti. Bana haber verdiler, “Gelsin” dedim. Geldiler, tetkiklerini yaptılar
ve ondan sonra bir rapor verdiler…
“Bu raporun esası şudur, hulâsası şudur. Şu hulâsa da hem
Amerika’da hem Türkiye’de gazetelere verilecek beyanattır. Binaenaleyh siz
Pazartesiye mi, Salıya mı bir basın toplantısı yaparsanız biz de Amerika’da
aynı günde neşrederiz.
“Bu, Türkiye’nin iktisadî programıdır.” dediler. “Ne
olacak?” dedik.
Dediler ki, (Konuşan Dünya Bankası Başkan Yardımcısı
Iliff)
“Bunu yalnız iktidar mensupları değil, Mesela Kasım Gülek
de dahil olmak üzere bir kor (özel bir heyet) yapacaktır. Bu korun başına bir
Amerikalı gelip oturacak ve Türkiye’nin iktisadiyatını bu Barker Raporuna göre
tedvir edecek. Anayasanın üzerinde olacak, hükümetlerin değişmesiyle değil,
iktidarların değişmesiyle dahi değişmeyecek…
“Evet, Bizi Barker Raporu’nun 40 milyon dolarlık
çerçevesine hapsetmek isteyenlerle mücadele ettik. Milyarlarca dolarlık
envestismanlar yaptık.”
8.8.1957’de, Kastamonu Şeker Fabrikasının Temel Atma
Töreninde de şöyle konuşmuştu:
“İktisadi İstiklal Mücadelesinin Meydan Muharebesi
kazanılmıştır.”
Mücadele, Türkiye’nin büyümesini istemeyen ABD ile idi. Talep
edilen 300 milyon dolar ek krediyi vermiyorlardı. 14 Temmuz 1958 tarihinde Irak’ta
ihtilal olunca 359 milyon dolar nakit kredi derhal verildi ve birikmiş 400
milyon dolar ithalat borcu da 1961 ötesine ertelendi.
15 Eylül 1955
Menderes, Dünya Bankası Genel Kurulu’na katıldıktan sonra
Ankara’ya gelen ABD Maliye Bakanı G. Humphrey ile görüşüyor (fotoğraf)
Türkiye-Dünya Bankası İlişkileri – 3, Menderes, 12 Şubat
1954 tarihli yazı ile Dünya Bankası’nın Türkiye bürosunu kapattırıyor, temsilci
Bay Lieftinck’i de kovuyor.
29 Ocak 1954 günü Bayar, Başkan Eisenhower’ın konuğu
olarak, tarihi ABD ziyaretinde, Temsilciler Meclisi ve Senatonun Kongre
binasında ortak bir oturumunda uzun bir konuşma yaparak Türkiye’yi anlatmıştı.
Bu konuşmadan hemen sonra Dünya Bankası Başkanı Bay Black, son anda protokol
dışı bir öğle yemeği düzenlemiş ve Bayar’ı davet etmişti.
T. C. Başbakanına karşı, Barker Raporunu uygulamadığı,
için öfkeliydi Bay Black.Yemekte, T. C. Cumhurbaşkanı’na damdan düşercesine, “Sizin
Gediz Nehri üzerinde kurmak istediğiniz baraj için ve bizden talep etiğiniz 25
milyon dolar krediyi vermeyeceğiz” demişti.
Bu nezaketsizliği öğrenen Menderes, anılan mektup ile
Dünya Bankası ile ilişkileri kesmişti: “Madem ki, sulama nitelikli bir baraj
için dahi kredi vermiyorsunuz,büronuzu kapatın, temsilcinizi de geri çekin.”Dünya
Bankası Türkiye bürosu Mart (1954) ayında kapanmıştı.
İşte bu Dünya Bankası 12 Eylül günü X. Genel Kurulu
toplantısını görkemli bir şekilde İstanbul’da yaptı. 58 ülke temsilcileri ile
Banka çalışanları Hilton Oteli’nde kaldılar.
15 – 21 Eylül 1955, X. milletlerarası Bizans tetkikleri
kongresi
Kongre kitabının 2. Sayfası
İroni – 6 Eylül gecesi Rumların işyerlerini tahrip
ettiren Hükümet, 10 gün sonra Cumhurbaşkanı ile birlikte, konusu ‘Bizans Tetkikleri’
olan uluslararası bir kongrenin HİMAYELERİNDE İstanbul’da toplanmasını
gerçekleştiriyor.Kongre’ye sunulan tebliğleri içeren kitap (344 sayfa metin +
45 sayfa görseller) 1957’de İstanbul’da yayımlanmıştır.
15-21 EYLÜL 1955 – X. MİLLETLERARASI BİZANS TETKİKLERİ
KONGRESİ
PTT genel Müdürlüğü’nün bastırdığı hatıra pulları ve 1.
Gün zarfları,
Birinci zarfta görülen dikilitaş, İstanbul’un Bizans
imparatorluğu zamanında Hipodrom denilen bugünkü Sultanahmet meydanında yer
alan dikilitaşlardan pembe granitten Büyük Theodosius sütunudur. Bu sütun MÖ
1500 yıllarında Helyopolis’te firavun III. Tutmesis tarafından Güneş Tanrısı
Horus için yaptırılmıştır. Yüksekliği 18.74 m.’dir. Apostat devrinde Mısır’dan
getirilmiş, Theodosius’un buyruğuyla 390’da şimdiki yerine dikilmiştir. Taşın
dört yüzünde imparator Theodosius ve oğlu Arkadius’la ilgili resimlerle,
firavun III. Tutmesis’in ününü, başarılarını ve kahramanlıklarını anlatan
hiyeroglif yazılar görülmektedir. Sütun mermer bir tabana bağlı dört tunç ayak
üzerine oturtulmuştur.
BİZANS TETKİKLERİ KONGRESİ TEBLİĞLER KİTABI
Bizans devri sanatı, arkeoloji, tarih, filoloji ve edebiyat teoloji
kolları üzerine çalışılan Bizans Tetkikleri Kongrelerinin onuncusu 1955 yılında
ülkemizde gerçekleştirilmiştir. 20 Ülkeden 400’e yakın delegenin katıldığı
kongre, 15 Eylül Perşembe günü saat 10:35’de İstanbul Üniversitesi Fen
Fakültesi konferans salonunda yapılan bir törenle açılmıştır. Kongrenin ilk
gününde sanat ve arkeoloji, tarih, edebiyat ve hukuk bölümleri faaliyete
geçmiştir. Bavyera Akademisinden Prof. Dr. Dölger’in “Bizans ilimlerinin
bibliyografisine dair muhtıra ve tetkikler”, Belgrad Akademisinden George
Ostrogorski’nin “Osmanlı-Türk İmparatorluğu tâbiyetindeki Bizans”, İsviçre
delegesi arkeoloji ve sanat tarihi profesörü A. Soloviev’in Rusya isminin
Bizans dilinden gelmiş olduğunu anlatan tebliğleri dikkat çeken bildiriler
arasında yer almıştır.
[2]Kongrenin takip eden
günlerinde Sanat ve arkeoloji dalında İtalyan delegesi Bonicatti’nin
“Vatikan kütüphanesinde bulunan Bizans minyatürleri” Türk delegesi
AurelDecei’nin “Türklerin fethinden önce Bizansta Müslümanların ibadet
yerleri”, Ekrem Hakkı Ayverdi’nin “Bizanslılarda ve Türklerde mimarî unsurlar”
konulu tebliğleri; edebiyat dalında yine Türk delegesi Esenkova’nın “Bizans
dilinden Romenceye geçen kelimeler” konulu tebliğleri dikkat çeken bildiriler
arasında yer almıştır. Kongrede sunulan bazı tebliğler üzerinde ise bilimsel
münâkaşalar yaşanmıştır. Bunlardan bir tanesi kongrenin beşinci gününde Fransız
delegesi Gregoris’in sunduğu “Bizans imparatorları ile X, XI ve XII inci asırlarda
Papalar” konulu tebliğdir. Bir diğeri de kongrenin altıncı gününde tarih
dalında Rus kadın delegesi Prof. Dr. Oudaltsova’nın sunduğu “Bizans ilimlerinin
ana Problemleri ve Rusların tarih ilmi anlayışı” konulu tebliğdir.
Oudaltsova’nın tebliğine Fransız, Bulgar ve Alman delegeler müdahalede
bulunmuşlar ve bu tebliğde yer alan tezlerin çok kesin iddialar içerdiği,
noksan olduğu ve çağdaş tarih bilimi anlayışına uygun olmadığı yönünde ağır
eleştiriler getirmişlerdir.
[3]
Kongre 21 Eylül Çarşamba günü sona ermiştir. Kongrede
sunulan tebliğler Kongre Tertip Komitesi tarafından 1957 yılında çift
lisan (Türkçe ve Fransızca) kitap olarak yayınlanmıştır.
NOT: Delegeler için, 22 – 27 Eylül günleri iki grup
halinde yurtiçi gezileri tertiplenmişti. Bir grup İzmir’e ve oradan Efes’e,
diğer grup ise Ankara ve Göreme’ye gitmişlerdi. Benzer iki gezi on gün sonra
Yol Kongresi delegeleri için de düzenlenmiştir.
19- 23 Eylül 1955, Uluslararası Üniversiteler Derneği’nin
II. Kongresi
Associationinternationaledesuniversites
:Deuxiemeconference generale, 19-23.9.1955 İstanbul liste desmembres =
internationalAssociation of universities : Second general conferencelist of
members = Milletlerarası Üniversiteler Derneği
Bu konferans da çalışmalarına T. C. Milli Eğitim Bakanın
Açış konuşması ile başlamıştır. Konferans hakkında başka bir kaynak bulunamadı.
19 Eylül 1955
Üniversiteliler Kongresi Açılıyor
***
26– 30 Eylül 1955, Uluslararası Karayolu Derneği’nin X.
Kongresi
PTT Genel Müdürlüğü’nün bastırdığı Kongre Hatıra Pulları
bir İLK olmuş, daha sonra başka ülkeler de ev sahipliği yaptıkları kongrelerin
pullarını basmaya başlamışlar. Türkiye’nin başlattığı bu gelenek günümüzde de devam
etmektedir.
Dünya Karayolu Derneği. 1909 yılında kurulmuş. Faaliyeti,
karayolu yapımı ve taşımacılığı konusunda bilgi ve teknoloji alışverişi.
Dernek, değişik ülkelerdeher beş yılda bir Kongre
tertiplemiş, düzenli bir şekilde.
Henüz beş yaşında olan Karayolları Genel Müdürlüğü bu
büyük organizasyonu başarmış ve Kongre’nin sonunda delegelere, iki grup halinde
yurtiçi gezilere götürerek, 1955 Türkiye’sini göstermiştir.
Birinci grup gemi ile İzmir’e ikinci grup otobüslerle
Ankara-Konya ve Bursa’ya.
37 ülkeden 632 delege, eşleriyle birlikte binden fazla
konuğun ağırlandığı bu kongre o tarihe kadar İstanbul’da düzenlenen, katılan
delege sayısı bakımından, en büyük uluslararası kongre idi. İstanbul gazeteleri
Kongre haberlerini, DP’nin gazetesi ZAFER’den farklı olarak, daha iyi takip
etmişler ve fotoğraflarla vermişlerdi.
Kongre’ye Başbakan Menderes’in gönderdiği mesajdan
alıntı:
“Hükümetimizin Beynelmilel Onuncu Yol Kongresinin
memleketimizde aktedilmesinden mütevellit duyduğu derin bahtiyarlığı ifade
etmek isterim. Bütün Kongre azalarını Türk Hükümeti adına muhabbetle selamlar
kendilerine yurdumuzda muvaffakiyetli bir toplantı ve neşeli iyi günler geçirmelerini
temenni ederim.”
Uluslararası Karayolu Derneği, Kongre zabıtlarını
İngilizce olarakyayımlamıştır, 500 sayfa. Karayolu-Demiryolu Dengesinin
Tarihçesi, 1923 – 2015 başlıklı kitabımın CD’sinde bu yayının tamamı
verilmiştir.
ARA YORUM II: 5 Eylül’de uluslararası nitelikte iki
kongre ile başlayan süreç, ay sonuna kadar hiç aksatılmadan sürmüş ve Türkiye,
6 EylülOlaylarınınsadece 4 saat süren travmasına rağmen altı organizasyonu
başarı ile sonuçlandırmıştır.
Aynı ay içinde Pakistan, Türkiye’nin önderliğinde kurulan
Bağdat Paktı’na üye olarak katıldığını ilan etmiş, Bayar’ın Zorlu ile yaptığı
İran ziyareti sonucu olarak İran da kısa bir süresonra (Kasım ayında) Pakt’a
katılmıştır.
Bugün hayatımızın önemli bir unsuru olan Migros da 30
Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da kamyonlarla hizmete başlamıştır.
Kongreler ayı 1955 Eylül’ünde Menderes, Burdur ve
Susurluk şeker fabrikalarının açılış törenlerine katılmış ve bu iki fabrikada şeker
üretimini başlatmıştır.
Bugün bunların hepsi, 6 Eylül gecesi yaşanan o dört saat
dışında, unutulmuştur.
EYLÜL 1955 -İSTANBUL’daki 6 TOPLANTI HAKKINDA GENEL
DEĞERLENDİRME
1955 Yılı Ağustos ayında Türkiye genelinde ama özellikle
İstanbul’da yoğun hazırlık çalışmaları yapılıyordu. Türkiye, Eylül’de, 25
günde, iki binden fazla yabancı konuk ağırlayacaktı. Doğru dürüst iki otel
vardı: bugün yıllardır kaba inşaat halinde bekletilen ünlü Park Otel ile
Tepebaşı’ndaki tarihi Perapalas.
İlk Kongre, adı bir yıl sonra İNTERPOL’a dönüşecekKriminal
Polis Komisyonu Kongresi olacak ve delegeleri Taksim Meydanından sadece 200
metre uzaklıktaki Park Otel’de ağırlanacaktı. Aynı otelde aynı gün başlayacak
(5.9) ikinci kongrenin (UNESCO Hukuk Bilimleri Derneği) delegeleri de kalacaklardı.
Dolayısı ile 6 Eylül gecesi yaşanan Olaylar, 130 İNTERPOL delegesi ile 80 ünlü
hukukçunun gözleri önünde ve kulaklarının canlı duyacakları şekilde cereyan
edecekti. Hangi Hükümet bu derece önemli tanıkların gözlerinin önünde yaşanacak,
azınlıklara yönelik tahrip ve talan eylemlerini tertipler?
Bir yıl önce Menderes’in Türkiye’den kovduğu Dünya
Bankası, Onuncu Yıl Genel Kurulu’nu İstanbul’da yapacaktı. Dünyanın en önemli
Maliyecileri Genel Kurul’a katılacaklardı, aralarında 22 önemli Maliye Bakanı
vardı. Katılanlar, inşaatı yeni tamamlanmış Hilton’da kalacaklardı. Türkiye,
acil enerji ve altyapı yatırımları için dış kredi arayan bir ülke idi. T. C.
Hükümeti’nin, 6 Eylül gecesi yaşanacak Olayları, bu üç Kongre ve delegelerinin
durumunu bilmesine rağmen tertiplediğini iddia etmek gerçekçi olabilir mi?
Kongrelerin en çarpıcı olanı, Olaylardan sadece on gün
sonra T. C. Cumhurbaşkanı Bayar ile Başbakanı Menderes’in himayesinde toplanan,
yaklaşık 400 delegenin katıldığı, 7 gün süren X. Bizans Tetkikleri Kongresi idi.
Kongre’nin Tebliğler kitabı 1957 seçimlerinden kısa bir süre önce İstanbul’da
yayımlandı. “Olayları Menderes tertipledi” diyenlere, görünce belki utanırlar
umudu ile bu kitabı gerektiği gibi tanıtacağım.
Üniversiteler Derneğinin 19 Eylül’de toplanan Kongresi
hakkında fazla bilgi sahibi değiliz. Bildiklerimiz delege sayısı (270) ve
Kongre’nin T. C. Milli Eğitim Bakanının konuşması ile açıldığı.
Uluslararası Yol Derneğinin X. Kongresi hakkında ise tam
bilgi sahibiyiz.
Eşleri ile 1 100 katılımcı, İstanbul’da uygun bir şekilde
ağırlandıktan sonra, Kongre çalışmalarının ardından iki grup halinde
Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yurt içi gezilerine götürülmüşlerdir.
Bir grup gemi ile İzmir’e gitmiş, oradan da otobüslerle Bergama’yı ziyaret
etmiştir. İkinci grup ise otobüslerle yeni yapılmakta olan İstanbul -Ankara
yolundan Ankara’ya, daha sonra Konya ve Bursa’ya gitmişti.
Bu beş kongre ve Dünya Bankası-IMF Genel Kurul
Toplantısının, 6 Eylül Olaylarından bir gün öncesinden ayın son gününe kadar
peş peşe yapıldığını bugün hatırlayan kaç kişi vardır?
Oysa 6 Eylül gecesi 4 saatte yaşananlar hakkında onlarca
kitap, yüzlerce makale-köşe yazısı yayımlanmış ve düzmece Yassıada Davası
sayesinde DP Genel Başkanı ve Başbakanı Menderes 6 yıl hapse mahkum edilmiştir.
Aslında mahkum edilen Menderes değil, Türkiye’dir. Yassıada’da karar 5 Ocak
1961 tarihinde verilmiştir. Bir gün sonra, Fuat Köprülü’nün oğlu ve Olaylarda
DP İstanbul İl Başkanı Orhan Köprülü en yüksek devlet maaşı ile ödüllendirilerek
1961 Anayasasını hazırlayacak Kurucu Meclis’e Devlet Başkanı Orgeneral
Gürsel’in 10 kişilik kontenjanındanüye olarak girmiştir. Bu da Olaylar ve
hukuki boyutunun karamizah karışımı ironisidir.
Bu derginin amacı 6 Eylül Olaylarının ay içinde
gerçekleşen bugün ise tamamen unutulan 6 uluslararası toplantı(5
Kongre ve bir Genel Kurul) ile birlikte düşünülmesini sağlamaktır.
OLAYLARA,
LONDRA’dakiKIBRIS KONFERANSI’na,
EYLÜL AYINDA İSTANBUL’daki ULUSLARARASI ETKİNLİKLERE
BİR BÜTÜN OLARAK BAKINCA, GÖRÜLENLER
Birinci bölümde, İstanbul’da 6 Eylül gecesi yaşanan Olaylarla
Londra’daki üçlü Kıbrıs Konferansı’nın birlikte düşünülmesi gerektiği, Olayları
anlatırken, hep yapılageldiği gibi, Konferans’a hiç değinilmemesinin eksik
hatta yanlış olduğu gösterilmiştir. Çünkü, Konferans’ta son derece başarılı
olan ve Yunanlılar dışında ilgililer tarafından kabul gören Türkiye’nin Yeni
Kıbrıs Tezi, üç konuya tartışmasız bir açıklık getirmişti:
Kıbrıs konusunda taraflar Birleşik Krallık ile Türkiye
Cumhuriyeti’dir.
Birleşik Krallık, egemenlik haklarından kısmen veya
tamamen vaz geçecek olursa Ada eski sahibine geri döner.
Yunanistan Kıbrıs’ta, özellikle Ada’nın egemenliği
konusunda, TARAF değildir.
Bu nedenle İstanbul’da özellikle Rumlara karşı nümayiş
eylemleri tertiplemeye Türkiye’nin zerre kadar ihtiyacı yoktu. Dolayısı ile
Zorlu’nun 4 Eylül 1955 günü Milliyet’in manşetinde yer alan açıklaması (sayfa
7) “Kıbrıs’ta tedhişe (terör) asla müsaade etmeyeceğiz” ile 27Mayıs’tan sonra
uydurulan, “Burada kendimi zayıf hissediyorum. İstanbul’da biraz hareketlilik
olsun ki, elim güçlensin”gibi bir talepte bulunmuş olmasının mantıksızlığı ve
gereksizliği çok açık bir şekilde görülmektedir.
ARA SONUÇ -I: Olayları T. C. Hükümeti ve/veya emrindeki
kurumlar (Milli Emniyet vd.) TERTİPLEMİŞ olamaz.
İkinci bölümde Eylül ayında İstanbul’daki uluslararası
etkinlikler hakkında bulabildiğim bilgi ve belgeleri verdim.
İstanbul’da Tünel – Taksim – Osmanbeyarasında cereyan
eden Olayların yanı başında, daha olaylar başlamadan önce (5.9), iki kongre
toplanmıştır:
İNTERPOL uzmanları ve UNESCO hukukçuları (Taksim Park
Otel’de kalmışlardı)
Dünya Bankası Genel Kurul toplantısına katılacak delege
ve konukların bazıları (eşleri ile birlikte) 12.9 tarihinden önce gelmişler ve
Olayları görmüşlerdir. (Hilton’da kalmışlardı).
Bu üç toplantı ile adeta iç içe cereyan eden Olayları ev
sahibi ülkenin Hükümeti tertiplemiş olabilir mi; üstelik hiçbir motivasyonu
yok, tersine olaylardan zarar görecek?
Bir Genel Kurul ve beş Kongre içinde bence, T. C.
Hükümeti’nin Rum azınlıklara karşı iyi niyetini en güzel kanıtlayanX. Bizans
Tetkikleri Kongresi Tebliğler kitabı ve PTT’nin çıkardığı Hatıra Pullarıdır.
Kitabın ikinci sayfasına baktığımızda, 6 Eylül’de iş yerlerini, evlerini ve
kutsal yapılarını tahrip etmeye yönelik eylemleri tertiplemekle suçladığımız
(Suçlayanlar: Fuat Köprü ve Yassıada Başsavcısı ile onun yalancı tanıkları
(birinci sırada Köprülü’nün o tarihte damadı olan Coşkun Kırca) Hükümetin,
ülkenin Cumhurbaşkanı ile birlikte Rumların dedelerinin kültür mirasını tetkik
edecek uluslararası büyük bir Kongre’yi himayeleri altına aldığını görüyoruz,
sf. 23.
6 Eylül Olaylarını ısrarla (sanki iki gün sürmüş gibi) 6
– 7 Eylül Olayları olarak tanımlayan yazarların (kitap, makale vd.) hiçbiri ne
Londra Konferansı’nı incelemişler ne de ay içinde toplanan Kongreler ile Dünya
Bankası Genel Kurulu’nu. Böyle olunca yazdıkları yanlış ve çok büyük ölçüde
eksik kalmış, kendi kalemize gol atmanın ötesine geçememiştir.
ARA SONUÇ -II: Tahrip ve talan eylemlerinde sorumluluk
biz Türklerindir. Tertip ise Yunan Derin Devleti’ne aittir. Mehmet
Arif Demirer, 6 Eylül 2018.
KAYNAKÇA I
Alexandris, Alexis, TheGreekMinority of IstanbulandGreek-
TurkishRelations,
1918
– 1974, Atina 1983 ve 1992
Averoff-Tossizza,Evangelo, LostOpportunities,New York,
1989
Bil, Hikmet, Kıbrıs Olayı ve İçyüzü
[4],İtimat,
İstanbul, 1976
Demirer, Mehmet Arif, KKTC, Türk’ün Onur Sorunu, Turhan,
Ankara, 1993
Demirer, Mehmet Arif, 6 Eylül 1955, Yassıada 6/7 Eylül
Davası, Bağlam, İstanbul, 1995
Demirer, Mehmet Arif, 6 Eylül 1955 Olaylarına 50. Yılda
yeni Bakış, Hangi Derin Devlet ? Demokratlar Kulübü, Ankara, 2006
Demirer, Mehmet Arif, Fatin Rüştü Zorlu Gerçeği, Profil,
İstanbul, 2009
Dikerdem, Mahmut, Orta Doğu’da Devrim Yılları
[5], İstanbul, 1977
Dosdoğru, Hulusi, 6-7 Eylül Olayları, Bağlam, İstanbul,
1993
Esenbel, Melih, Ayağa Kalkan Adam – Kıbrıs, Bilgi, 1993
Güllapoğlu, Fatih, Tanksız Topsuz Harekat
[6], Tekin, İstanbul, 1991
Güven Dilek, 6 – 7 Eylül Olayları
[7],
Tarih Vakfı,İstanbul, 2005
Kanmaz, Zihni, 6/7 Eylül Davasında Kararname ve
Menderes’in Müdafaası, İstanbul, 1960
Karakoyunlu, Yılmaz, Güz Sancısı,Simavi, İstanbul, 1992
Kuneralp, Zeki, Sadece Diplomat, İstanbul, 1980
Kuneralp-Bitsios, İkili Rapor, İSİS, İstanbul, 1997,
Naskali Emine Gürsoy, 6/7 Eylül Olayları Davası,
Kitabevi, İstanbul, 2007
Nesin Aziz, Salkım Salkım Asılacak Adamlar, Adam,
İstanbul, 1987
Tansu, İsmail, Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu, 2002
Yassıada 1960/3 sayılı 6/7 Eylül Davası Tutanakları (yaklaşık
1 100 sayfa)
KAYNAKÇA II – Kongreler ile ilgili Yayınlar
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yıllığı, 1956, Cilt
5 Sayı 6 içindeki Makaleler
Hamson, C. J. Cambridge University, TheIstanbul
Conference, September 1955, Preliminary Report
Lipstein, K. Cambridge University, TheReception of
Western Law in Turkey, WorkingPaper,
X. Milletlerarası Bizans Tetkikleri Kongresi Tebliğleri, Kongre
Tertip Komitesi, İstanbul, 1957
X. International Road Congress, Istanbul 1955, Report of
theProceedings of theCongress
***
YOLLAR KONGRELERİNİN PULLARI – TÜRKİYE’de BAŞLATILAN BİR
GELENEK
Türkiye’nin başlattığı Pul Geleneği daha sonra başka
ülkelerde toplanan kongrelerde de devam etmiş. İlk sıradaki 3 Pul, PTT Genel Müdürlüğünün
Hatıra Pulları.
KONGRELERİN KİTAPLARI& PULLARI
2018 YILINDA YAYIMLANAN DERGİLER
Dışişleri Bakanlığının yayımladığı ancak iyi
dağıtılamayan çok önemli bir kitabın öyküsü
Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı ve sonrası yöneten ve
yönlendiren Dış Politika Kadrosu
Türkiye’nin NATO Üyeliği, 18 Şubat 1952
Menderes’in yapamadığı Moskova 14 Mayıs’ta Örnek bir
İktidar değişikliği.
Ziyaretinin Perde Arkası. Son konuk:ATATÜRK’ün Milletine
son Vaatlerini
Bağlantısız Ülkeler Lideri Nehru’nun bir Menderes gerçekleştirmişti. Adnan
NATO ülkesi Başbakanını
ziyareti.Menderes Üniv. Bildirisi – Tam Metin
24 Haziran Seçimi hakkında Beklentilerim
2018 Yılında yayımlanan ve yıl sonuna kadar yayımlanacak
kitaplar ve Dergi No 6 Bölümleri
Denktaş Bey’in Mektupları – yayımlandı, Ocak 2018
Karayolu -Demiryolu Dengesinin Tarihçesi, 1923 – 2015 –
yayımlandı, Şubat/Mart 2018
Kopenhag’da Neler Oldu? – Mayıs, 2018 (2. Baskı, Haziran
2018)
ATATÜRK’ü Sevemeyenlerden Siyah Lekeler (3. Baskı) ve Bir
Yazar 52 Kitabını Tanıtıyor 30 Ağustos 2018
ATATÜRK’ün Şeker Şirketi ve Cargillerin Mısır Şurubu –
Eylül 2018
Amerikalı Arkadaşı ATATÜRK’ün Devrimlerini Anlatıyor –
Ekim 2018
10 Kasım 1953 Günü ATATÜRK’ü Vatan Toprağına
Kavuşturmuştuk – 10 Kasım 2018
Dergi No 6, Bölümler – Aralık 2018
16
Yıllık İktidarın Ekonomik Performansı
Yanlışların
Doğruları (Örnek: “İstikbal Göklerdedir”
sözü ATATÜRK’e
ait değildir)
Osmanlı’nın
Çöküşünün Kilometre Taşları, 1913 -1918
“Bizans Tetkikleri Kongresi” Milliyet Gazetesi, 20 Eylül 1955, s. 3.“Bizans
tetkikleri kongresi bugünkapanıyor” Cumhuriyet Gazetesi,
21 Eylül 1955, s. 1.